Sie suchten nach: he nodded as much as to say, i agree (Englisch - Türkisch)

he ate twice as much as i did.
benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

he earns three times as much as i do.
o, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.

i will help as much as i can.
ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.

tom ate twice as much as i did.
tom benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

i'll help you as much as i can.
sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.

he earns three times as much as me.
benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanır.

i do not play tennis as much as i used to.
eskisi kadar çok tenis oynamam.

tom doesn't work as much as he used to.
tom eskisi kadar çok çalışmıyor.

i only intend to reform you as much as i can.
ben ancak, gücüm yettiğince reform yapmak istiyorum.

i hate tom as much as you do.
tom'dan senin kadar çok nefret ediyorum.

and i want to say, i was nervous.
o an kaygılı olduğumu söylemeliyim.

i regret to say i cannot come.
maalesef ben gelemiyorum.

i couldn't walk as much as i used to, so i opted for five-inch heels.
eskisi kadar çok yürüyemiyordum, ben de 5 puntoluk topuklulara ve

i seek but to reform as much as i can, my help comes only from allah.
ben ancak, gücüm yettiğince reform yapmak istiyorum.

how to say i am thinking of you in english
i am thinking of you

i can't imagine loving anybody as much as tom seems to love mary.
tom'un mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.

fred went so far as to say that he had hated me.
fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar ileri gitti.

now i have to say, i don't get this one at all.
ama şunu söylemek zorundayım. bunu hiç anlamadım.

people never want to say, i really don't understand.
genelde konuşmak istemezler, ben de çok anlamıyorum.

in fact, one could even go as far as to say that this small camera is the absolute pinnacle of design.
hatta bu küçük boyutlardaki kameranın bir tasarım harikası olduğu dahi söylenebilir.