Results for فتعلمون translation from Arabic to Turkish

وتسقط القتلى في وسطكم فتعلمون اني انا الرب
halkınız her yerde öldürülecek. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız. ‹‹suçlu çıkarılsın››.

والمدن المسكونة تخرب والارض تقفر فتعلمون اني انا الرب
halkın içinde yaşadığı kentler yakılacak, ülke çöle dönüşecek. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız.› ››

واصيّرك خربا ابدية ومدنك لن تعود فتعلمون اني انا الرب.
seni sonsuza dek viran edeceğim, kentlerinde kimse oturmayacak. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksın.

بالسيف تسقطون. في تخم اسرائيل اقضي عليكم فتعلمون اني انا الرب.
kılıçla öldürüleceksiniz. sizi İsrail sınırında cezalandıracağım. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız.

فتعلمون اني ارسلت اليكم هذه الوصية لكون عهدي مع لاوي قال رب الجنود.
leviyle yaptığım antlaşmanın sürmesi için size bu buyruğu gönderdiğimi bilesiniz.›› böyle diyor her Şeye egemen rab.

فلا تشفق عليك عيني ولا اعفو بل اجلب عليك طرقك وتكون رجاساتك في وسطك فتعلمون اني انا الرب
sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız.

فلا تشفق عيني ولا اعفو بل اجلب عليك كطرقك ورجاساتك تكون في وسطك. فتعلمون اني انا الرب الضارب
sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. o zaman seni cezalandıranın ben rab olduğumu anlayacaksın.

وكل هاربيه وكل جيوشه يسقطون بالسيف والباقون يذرون في كل ريح فتعلمون اني انا الرب تكلمت
en seçkin askerleri kılıçtan geçirilecek, sağ kalanlar dünyanın dört bucağına dağılacak. o zaman konuşanın ben rab olduğumu anlayacaksınız.

فتعلمون اني انا الرب حين آتي بكم الى ارض اسرائيل الى الارض التي رفعت يدي لاعطي آباءكم اياها.
sizleri atalarınıza vermeye ant içtiğim ülkeye, İsrail ülkesine getirdiğimde, benim rab olduğumu anlayacaksınız.

فتعلمون اني انا الرب الذي لم تسلكوا في فرائضه ولم تعملوا باحكامه بل عملتم حسب احكام الامم الذين حولكم
o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız. kurallarımı izlemediniz, ilkelerime uymadınız; çevrenizdeki ulusların ilkelerine uydunuz.››

فاهدم الحائط الذي ملطتموه بالطفال وألصقه بالارض وينكشف اساسه فيسقط وتفنون انتم في وسطه فتعلمون اني انا الرب.
sıva vurduğunuz duvarı yıkıp yerle bir edeceğim. temeli açılıp ortaya çıkacak. yıkılacak ve altında yok olacaksınız. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız.

واكثر عليكم الانسان والبهيمة فيكثرون ويثمرون واسكنكم حسب حالتكم القديمة واحسن اليكم اكثر مما في اوائلكم فتعلمون اني انا الرب.
Ülkenizdeki insan ve hayvan sayısını çoğaltacağım. verimli olacak, çoğalacaklar. geçmişte olduğu gibi ülkeniz insanlarla dolup taşacak. sizi eskisinden daha verimli kılacağım. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksınız.

أما هو حصاد الحنطة اليوم. فاني ادعو الرب فيعطي رعودا ومطرا فتعلمون وترون انه عظيم شركم الذي عملتموه في عيني الرب بطلبكم لانفسكم ملكا.
bugün buğday biçme zamanı değil mi? göğü gürletsin, yağmur yağdırsın diye rabbe yalvaracağım. böylece bir kral istemekle yaptığınız kötülüğün rabbin gözünde ne denli büyük olduğunu iyice anlayacaksınız.››

فتقدم رجل الله وكلم ملك اسرائيل وقال هكذا قال الرب من اجل ان الاراميين قالوا ان الرب انما هو اله جبال وليس هو اله اودية ادفع كل هذا الجمهور العظيم ليدك فتعلمون اني انا الرب.
bir tanrı adamı gidip İsrail kralı ahava şöyle dedi: ‹‹rab diyor ki, ‹aramlılar, rab dağların tanrısıdır, ovaların değil, dedikleri için bu güçlü ordunun tümünü senin eline teslim edeceğim. o zaman benim rab olduğumu anlayacaksın.› ››

فتعلمون اني انا الرب اذا كانت قتلاهم وسط اصنامهم حول مذابحهم على كل اكمة عالية وفي رؤوس كل الجبال وتحت كل شجرة خضراء وتحت كل بلوطة غبياء الموضع الذي قربوا فيه رائحة سرور لكل اصنامهم.
putlarının arasına, sunaklarının çevresine, her yüksek tepeye, dağ doruğuna, her yeşeren bol yapraklı ağacın altına cesetleri serilince, benim rab olduğumu anlayacaklar. oralarda putlarına güzel kokulu buhur sundular.

« سيقولون لله قل » لهم « أفلا تذَّكرون » بإدغام التاء الثانية في الذال تتعظون فتعلمون أن القادر على الخلق ابتداء قادر على الإحياء بعد الموت .
" allah ' ın , " diyecekler . de ki , " düşünmez misiniz ? "

« فقلنا اضربوه » أي القتيل « ببعضها » فضرب بلسانها أو عَجْب ذنبها فحييَ وقال : قتلني فلان وفلان لاِبْنيْ عمه ومات فحرما الميراث وقتلا ، قال تعالى : « كذلك » الإحياء « يحيي الله الموتى ويريكم آياته » دلائل قدرته « لعلكم تعقلون » تتدبرون فتعلمون أن القادر على إحياء نفس واحدة قادر على إحياء نفوس كثيرة فتؤمنون .
" ( düvenin ) bir parçasıyla ona ( öldürülene ) vurun , " dedik . İşte , allah ölüleri böyle diriltir ve düşünesiniz diye ayetlerini ( mucizelerini ) böyle gösterir .