Results for ten nadele translation from Dutch to Turkish

niks ten nadele van jou.
- alınmak yok. - hayır, hayır. sorun değil.

niets ten nadele, schat.
Üstüne alınma, canım.

- niets ten nadele van u.
evet. alınmak yok doktor crane.

niks ten nadele van die chinees...
saygısızlık sanma ama, şu küçük Çinli adam var ya?

- jij bent ook ten nadele veranderd.
ve daha kötüsü seni getirdiği durumdan da hoşlanmıyorum.

is het ten nadele van uw opvoeding?
- eğitimin bundan zarar gördü mü?

ik wil niets ten nadele van leo zeggen.
mecbur olmadığımı biliyorum ve leo aleyhine hiçbir şey söylemeyeceğim.

niks ten nadele van de andere casino's.
stip, otel ya da gazinolar hakkında incitici şeyler söyleyemezsin.

ik wil niets doen ten nadele van je weenus.
senin hataku'nu incitecek bir şey yapmam.

ik gebruik geen alcohol. niks ten nadele van jou...
gücenme ama böyle şeylere inanmıyorum.

ik zou nooit iets doen ten nadele van m'n land.
Ülkem için hiçbişey yapmamayı göze alamam bayım bunu duyduğuma sevindim..

ze hebben $100 miljoen geleend ten nadele van het team.
takım karşılığında 100 milyon dolar borç almışlardı.

of management. productie-efficiëntie ten nadele van de arbeider.
ya da işçi pahasına üretim verimliliğini arttırmaya çalışan yönetime.

jullie zijn mij gevolgd, ten nadele van eventuele andere verdachten.
diğer geçerli şüphelileri göz ardı ederek beni takip ettiniz.

al collins behaalt ditmaal weer een overwinning ten nadele van east st. john.
al collins, east st. jones mesaisinde galip gelerek başka bir zaferi rafa kaldırdı.

dat komt je denkwijze ten nadele. daar komt dat opstandige gedrag waarschijnlijk ook van.
kötü mizacın da iyice coşuyordur bu yüzden.

- maar als er iets misgaat... als we afgeleid raken ten nadele van een klein...
peki ama eğer herhangi bir şey yanlış giderse birbirimiz yüzünden tek bir masuma zarar gelirse...

niets ten nadele van de hagedis, maar ik denk dat we ons zorgen moeten maken over mij.
kertenkele kusura bakmasın ama, sanırım benim için endişelenmemiz gerekiyor.

niets ten nadele van de anderen, maar zo is het weer net als vroeger. zoals als in het heilige land.
yani, diğerlerine hâkâret etmek istemem ama eski günlerdeki gibiyiz, kutsal topraklardaki gibi.

bevolkingsbeperking heeft succes in de meeste europese landen... ten nadele van anderen, zoals italië, welke...
her neyse nüfus artışı kontrolü avrupa ülkelerinde çok başarılı oldu. gerçi bu bazılarının zararına oldu.