Results for brethren translation from English to Turkish

brethren, pray for us.
kardeşler, bizim için dua edin.

do not err, my beloved brethren.
sevgili kardeşlerim, aldanmayın!

greet all the brethren with an holy kiss.
bütün kardeşleri kutsal öpüşle selamlayın.

the 'ad, pharaoh, the brethren of lut,
ad ve firavun ile lut'un kardeşleri de (yalanladılar).

and ad and firon and lut's brethren,
ad ve firavun ile lut'un kardeşleri de (yalanladılar).

and aad, and pharaoh, and the brethren of lot.
ad ve firavun ile lut'un kardeşleri de (yalanladılar).

and joseph knew his brethren, but they knew not him.
yusuf kardeşlerini tanıdıysa da kardeşleri onu tanımadılar.

they are your brethren if you would associate with them.
eğer onlara karışır(onlarla bir arada yaşar)sanız (onlar) sizin kardeşlerinizdir.

and said, i pray you, brethren, do not so wickedly.
‹‹kardeşler, lütfen bu kötülüğü yapmayın›› dedi,

and meshelemiah had sons and brethren, strong men, eighteen.
meşelemyanın 18 becerikli oğlu ve akrabası vardı.

and so did 'ad, and pharaoh and lot's brethren,
ad ve firavun ile lut'un kardeşleri de (yalanladılar).

and joseph died, and all his brethren, and all that generation.
zamanla yusuf, kardeşleri ve o kuşağın hepsi öldü.

their brethren plunge them further into error and cease not.
(Şeytan'ın) kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar.

as brethren, face to face, (they rest) on couches raised.
dost ve kardeş olarak, divanlar üzerinde karşı karşıya otururlar.

and his brethren envied him; but his father observed the saying.
kardeşleri yusufu kıskanıyordu, ama bu olay babasının aklına takıldı.

and their brethren, shebaniah, hodijah, kelita, pelaiah, hanan,
arkadaşları Şevanya, hodiya, kelita, pelaya, hanan,

and he answered them, saying, who is my mother, or my brethren?
İsa buna karşılık onlara, ‹‹kimdir annem ve kardeşlerim?›› dedi.

brethren, let every man, wherein he is called, therein abide with god.
kardeşler, herkes ne durumda çağrıldıysa, tanrı önünde o durumda kalsın.

when jubal struck the chorded shell,his listening brethren stood 'round.
when jubal struck the chorded shell, his listening brethren stood 'round.

beloved, thou doest faithfully whatsoever thou doest to the brethren, and to strangers;
sevgili kardeşim, sana yabancı oldukları halde, kardeşler için yaptığın her şeyi içten bir bağlılıkla yapıyorsun.