Results for he is shy of telling the truth translation from English to Turkish

but allah is not shy of the truth.
allah gerçeği bildirmekten çekinmez.

i'm telling the truth.
gerçeği söylüyorum.

he is incapable of telling a lie.
yalan söyleyemez.

i know you're telling the truth.
gerçeği söylediğini biliyorum.

i swear i'm telling the truth.
gerçeği söylediğime yemin ederim.

i think tom may be telling the truth.
tom gerçeği söylüyor olabilir.

it was i who tried to seduce him, and he is telling the truth.”
aslında onun nefsinden ben murad almak istedim. o ise şeksiz şüphesiz doğrulardandır" dedi.

then bring your book, if you are telling the truth.
doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı.

[admit this], if you are telling the truth."
eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"

and, a fifth time that god's wrath will be upon her if he is telling the truth.
beşinci (yemini) ise, eğer o (kocası) doğru söylüyor ise, allah'ın gazabının muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dır.

i get the impression that you aren't telling the truth.
doğruyu söylemediğin kanısındayım.

she is shy of strangers.
o, yabancılardan utanır.

verily that incommodeth the prophet, and he is shy of asking you to depart, bur allah is not shy of the truth.
gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz.

indeed, that [behavior] was troubling the prophet, and he is shy of [dismissing] you. but allah is not shy of the truth.
gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz.

verily, such (behaviour) annoys the prophet, and he is shy of (asking) you (to go), but allah is not shy of (telling you) the truth.
allah gerçeği söylemekten çekinmez. peygamber'in eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin.

verily that incommodeth the prophet, and he is shy of asking you to depart, bur allah is not shy of the truth. and when ye ask of them aught, ask it of them from behind a curtain.
fakat dâvet edildiğinizde girin. yemeği yiyince hemen dağılın, yemekten sonra sohbete dalmayın.Çünkü bu hareketiniz peygamberi rahatsız ediyor, lâkin utandığından, size karşı bir şey söylemiyordu.oysa allah, gerçeği açıklamaktan çekinmez.eğer (müminlerin annelerinden) bir şey soracak veya isteyecek olursanız, onu perde arkasından isteyiniz.

indeed, that [behavior] was troubling the prophet, and he is shy of [dismissing] you.
bu haliniz peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu.

but when you are invited, enter, and when you have taken your meal, disperse, without sitting for a talk. verily, such (behaviour) annoys the prophet, and he is shy of (asking) you (to go), but allah is not shy of (telling you) the truth.
yemeği yiyince hemen dağılın, yemekten sonra sohbete dalmayın.Çünkü bu hareketiniz peygamberi rahatsız ediyor, lâkin utandığından, size karşı bir şey söylemiyordu.oysa allah, gerçeği açıklamaktan çekinmez.eğer (müminlerin annelerinden) bir şey soracak veya isteyecek olursanız, onu perde arkasından isteyiniz.