Results for honestly translation from English to Turkish

please behave honestly.
lütfen dürüst davran.

honestly, we are not sure.
dürüst olmak gerekirse, biz de emin değiliz.

not their fault, honestly.
aslında bu onların hatası değil.

and honestly, it's full of surprises.
ve açıkçası bu sürprizlerle dolu.

"i honestly hope we will soon end this process.
ab'nin genişlemeden sorumlu komisyon Üyesi olli rehn toplantıdan önce yaptığı açıklamada, "dürüst olmak gerekirse, bu süreci yakında sona erdireceğimizi umuyorum.

honestly, better or worse? say, "aye."
dürüst olun, iyi ya da kötü? "ben.", deyin.

but i would say that honestly we don't know.
ama doğrusunu söylemek gerekirse tam olarak bilemiyoruz.

but it was a poor school with rich teachers, honestly.
zengin öğretmenlere sahip ama fakir bir okuldu.

honestly, i am not the most accurate person on earth.
dürüst olmak gerekirse, ben dünyada en doğru kişi değilim.

they disappeared, quite honestly, and all i got was postcards.
farklı yerlere gittiler. yok oldular, dürüstçe söylüyorum ki elimdeki tek şey kartpostallardı.

are you honestly telling me you never want to see tom again?
bana dürüstçe tom'u bir daha asla görmek istemediğini mi söylüyorsun?

honestly, we don't enough information to perform these activities.
valla öyle şeylere bilgimiz olması lazım ki bilgi gelmiyor ki, duyuru.

honestly, i would think driving there daily is better than moving.
doğrusu, her gün oraya arabayla gitmenin taşınmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorum.

honestly, the weird thing is that those who go there know there somehow.
valla işin tuhaf tarafı zaten gelenler genelde iyi kötü bilgi sahibi olanlar.

... we changed it to pluto the pup ... but i don't honestly remember why.
==konsept ve yaratım ==pluto 1934'e kadar küçük bir karakterdi.

honestly, what time do you plan to sleep until? it's already noon!
dürüstçe, saat kaça kadar yatmayı planlıyorsun? zaten öğle oldu.

i honestly cannot picture myself doing anything similar, at least not in the near future.
açıkçası kendimi böyle bir iş yaparken düşünemiyorum, en azından yakın gelecekte.

pray for us: for we trust we have a good conscience, in all things willing to live honestly.
bizim için dua edin. vicdanımızı temiz tuttuğumuza, her bakımdan olumlu bir yaşam sürmek istediğimize eminiz.

how can we honestly and genuinely encourage more people to vote when votes don't count in canada?
kanada'da oylar işe yaramazken dürüstçe ve içtenlikle oy vermeleri için insanları nasıl cesaretlendirebiliriz?

i honestly think it's better to be a failure at something you love than to be a success at something you hate.
nefret ettiğin bir şeyde başarılı olmaktansa sevdiğin bir şeyde başarısız olmanın daha iyi olduğunu içtenlikle düşünüyorum.