From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
thereupon moses returned to his people, indignant and grieved. he said, ‘o my people!
bunun üzerine musa, çok kızgın ve üzüntülü bir halde kavmine döndü: "ey kavmim, dedi, rabbiniz size güzel bir va'idde bulunmamış mıydı?
"we have to explain to all these indignant people who see their lives changing that what the country is experiencing is not the worst stage of the crisis.
venizelos, "yaşamlarının değiştiğini gören tüm bu kızgın insanlara, ülkenin yaşadığı şeyin krizin en kötü safhası olmadığını açıklamak zorundayız.
and step three began when i realized that i didn't have to write poems that were indignant, if that's not what i was.
ve üçüncü adımı tabi asıl hissettiğim bu değilse, öfkeyle dolu şiirler yazmak zorunda olmadığımı anladığım zaman attım.
and when musa returned unto his people indignant and sorrowing, he said: ill is that which ye have acted as my successors, after me anticipated ye the command of you lord!
musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi.
and it was here, listening to these poets share their stories, that i learned that spoken word poetry didn't have to be indignant, it could be fun or painful or serious or silly.
ve orada hikayelerini paylaşan şairleri dinlerken sözel şiirin öfkeyle dolu olması gerekmediğini öğrendim, neşe ya da acıyla ilgili, ciddi ya da aptalca olabilirdi.
many countries have been inspired by the "indignant" spaniards, and protests continued to demonstrate their global character on october 15 of last year, with demonstrations in over 900 cities and 82 countries.
birçok ülke "öfkeli" İspanyollardan etkilendi ve geçtiğimiz yıl 15 ekim'de protestolar küresel bir görünüm kazanarak 900'ün üzerinde şehre ve 82 ülkeye yayıldı.
and among them are men who slander thee in the matter of (the distribution of) the alms: if they are given part thereof, they are pleased, but if not, behold! they are indignant!
onlardan bazıları da senin zekât ve sadakaları taksim edişine dil uzatırlar.bu mallardan kendilerine pay verilirse memnun olurlar, verilmeyince hemen kızıp öfkelenirler.