Results for she declined to say more about it translation from English to Turkish

she declined to say more about it.
ondan daha fazla bahsetmeyi reddetti.

she had nothing to say about it.
onun o konuda söyleyecek bir şeyi yoktu.

talk more about it.
biraz daha bahsetsene.

you have no knowledge to say anything about it,
nerde senden onu anlatması?

for my part, i have nothing to say about it.
söyleyecek hiçbir şeyim yok.

and i won’t be able to say too much about it.
ve bu yüzden bu konuda çok konuşamayacağım.

i would love to tell you a little bit more about it.
size birazından bahsetmek istiyorum.

what does he have to say all these years later about it?
bunca yıl sonra ne demek zorunda?

but much later, in 1871, he did have something to say about it.
fakat çok sonraları, 1871'de bu konuda söyleyeceği bir şey vardı.

and i'll tell you more about it, but just ...
ve daha fazlasını anlatacağım, ama sadece ...

in fact, i'll let them tell you a bit more about it.
gerçekte, onunla ilgili daha fazlasını sizlerle söylemelerini isteyeceğim.

and once again, i'd like to look back to prehistory to say something about it.
ve bir kez daha bunun hakkında bir şeyler söylemek için tarih öncesi zamanlara bakmak isterim.

tom wanted to say more, but he didn't.
tom daha fazla şey söylemek istiyordu ama söylemedi.

i add new images because i learn more about it every time i give it.
her seferinde yeni görüntüler ekliyorum çünkü her gösterimde yeni bilgiler ediniyorum.

tom wanted to say more, but he couldn't.
tom daha fazla şey söylemek istedi ama söyleyemedi.

i want to say a word for nature because we haven't talked that much about it the last couple days.
ve yine doğa için bir kaç söz söylemek istiyorum çünkü, son bir kaç gündür doğa hakkında pek konuşamadık.

to say more would require more thought than i have ready.
daha fazla söylemek şu anda sahip olduğumdan daha fazla düşünce gerektirir.

"and if you have something to say about their thoughts, collectively, it might be time to think about it.
"eğer onların fikirleri hakkında topyekün bir şey sylemek istersen şimdi bunu düşünmenin zamanı olabilir.

how could i say what i have no right to say? had i ever said it, you would have certainly known about it.
"hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz.

speaking to southeast european times, however, sejdiu declined to say what he will do in the future.
ancak seydiu southeast european times'a verdiği demeçte gelecekte ne yapacağını söylemeyi reddetti.