Results for you baited me into that translation from English to Turkish

and thank you for inviting me into it.
ve beni bu eve davet ettiğiniz için size teşekkür ederim.

chases me into this room.
beni o odaya kadar takip ediyor.

it is risky for you to go into that area alone.
senin tek başına oralara gitmen risklidir.

don't go into that area.
o bölgeye gitmeyin.

what paper went into that flap?
bu kulağa nasıl bir kağıt parçası harcadık?

and you can actually -- -- we won't get into that.
ve siz aslında- -bu konuya girmiyoruz.

i don't need to go into that.
buna değinmeme gerek yok.

let's not get into that, please.
ona girmeyelim, lütfen.

tom couldn't hack into that website.
tom o web sitesini hekleyemedi.

she fooled me into giving her the money.
parayı ona verdiğim için beni enayi yerine koydu.

so, i hope you'll turn this conference into that kind of movement forward.
bu nedenle, umarım bu konferansı bu tip bir hareketin başlangıcına çevirirsiniz.

and all these devices will be portals into that.
ve bütün bu cihazlar ona açılan kapılar olacak.

and in my book, i went into that question as well.
kitabımda bu soruya da eğildim.

so they are now sending the character back into that world.
Şimdi karakteri gerçek dünya'ya gönderiyorlar.

but that's not my job. i'm not into that.
bu benim işim değil, bunlar beni ilgilendirmez.

introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.

he will be sure to be thrown into that which breaks to pieces,
(vazgeçsin bu hülyadan, malı kendisini kurtaramaz) mutlaka o hutame'ye fırlatılır.

i loved her, and then she went out into that strange, alien land.
ona aşıktım, ve sonra o, bu ilgin. uzaylı topraklarına gitti.

whatever work you're trying to do now to benefit the world, sink into that, get a full taste of that.
bu dünyanın içine dalmanız, yararlanmanız ve bunun tadını tam anlamıyla almanız anlamına geliyor.

and also, the amazing thing about this video -- as soon as you see it you immediately project yourself into that experience.
ve bu video hakkında şaşırtıcı olan bunu gördüğünüz an hemen kendinizi bu deneyimin içinde hissediyorsunuz.