Results for homamason translation from Esperanto to Turkish

Computer translation

Trying to learn how to translate from the human translation examples.

Esperanto

Turkish

Info

Esperanto

homamason

Turkish

 

From: Machine Translation
Suggest a better translation
Quality:

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Esperanto

Turkish

Info

Esperanto

kaj auxdinte homamason preterirantan, li demandis, kio estas tio.

Turkish

adam oradan geçen kalabalığı duyunca, ‹‹ne oluyor?›› diye sordu.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

sed la cxefpastroj instigis la homamason, ke prefere li liberigu al ili barabason.

Turkish

ne var ki başkâhinler, İsanın değil, barabbanın salıverilmesini istemeleri için halkı kışkırttılar.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj la cxefpastroj kaj pliagxuloj decidigis la homamason postuli barabason kaj pereigi jesuon.

Turkish

başkâhinler ve ileri gelenler ise, barabbanın salıverilmesini ve İsanın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj alvokinte al si la homamason, li diris al ili:auxskultu kaj komprenu:

Turkish

İsa, halkı yanına çağırıp onlara, ‹‹dinleyin ve şunu belleyin›› dedi.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj ili venigos kontraux vin homamason, kiu mortigos vin per sxtonoj kaj dishakos per siaj glavoj.

Turkish

halkı sana karşı kışkırtacaklar. seni taşlayacak, kılıçlarıyla delik deşik edecekler.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj jesuo, veninte en la domon de la estro kaj vidinte la flutistojn kaj la homamason bruantajn,

Turkish

İsa, yöneticinin evine varıp kaval çalanlarla gürültülü kalabalığı görünce, ‹‹Çekilin!›› dedi. ‹‹kız ölmedi, uyuyor.›› onlar ise kendisiyle alay ettiler.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj denove alvokinte la homamason, li diris al ili:cxiuj min auxskultu kaj komprenu:

Turkish

İsa, halkı yine yanına çağırıp onlara, ‹‹hepiniz beni dinleyin ve şunu belleyin›› dedi.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj li elvenis, kaj vidis grandan homamason, kaj li kortusxigxis pri ili, kaj sanigis iliajn malsanulojn.

Turkish

İsa tekneden inince büyük bir kalabalıkla karşılaştı. onlara acıdı ve hasta olanlarını iyileştirdi.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj tuj li devigis la discxiplojn eniri en la sxipeton kaj iri antaux li al la alia bordo, gxis li forsendos la homamason.

Turkish

bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, tekneye binip kendisinden önce karşı yakaya geçmelerini buyurdu. bu arada halkı evlerine gönderecekti.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj forsendinte la homamason, ili kondukis lin kun si, kiel li estis en la sxipeto. kaj aliaj sxipetoj akompanis lin.

Turkish

Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsayı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. yanında başka tekneler de vardı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

cxar tiele diras la sinjoro, la eternulo:venigu kontraux ilin homamason, kaj oni elmetu ilin al ruinigo kaj rabado.

Turkish

‹‹egemen rab şöyle diyor: onları dehşete düşürecek, mallarını yağmalayacak bir kalabalık salacağım üzerlerine.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj kiam la sep tagoj preskaux finigxis, la judoj el azio, vidinte lin en la templo, incitis la tutan homamason, kaj lin kaptis,

Turkish

yedi günlük süre bitmek üzereydi. asya İlinden bazı yahudiler pavlusu tapınakta görünce bütün kalabalığı kışkırtarak onu yakaladılar.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

sed kiam la judoj en tesaloniko sciigxis, ke ankaux en berea la vorto de dio estas proklamita de pauxlo, ili venis ankaux tien, maltrankviligante kaj ekscitante la homamason.

Turkish

selanikteki yahudiler pavlusun veriyada da tanrının sözünü duyurduğunu öğrenince oraya gittiler, halkı kışkırtıp ayağa kaldırdılar.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj li elvenis, kaj vidis grandan homamason, kaj li kortusxigxis pri ili, cxar ili estis kiel sxafoj ne havantaj pasxtiston; kaj li komencis instrui al ili multon.

Turkish

İsa tekneden inince büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Çobansız koyunlara benzeyen bu insanlara acıdı ve onlara birçok konuda öğretmeye başladı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj alvokinte al si la homamason kun siaj discxiploj, li diris al ili:se iu volas veni post mi, li abnegaciu sin, kaj levu sian krucon, kaj sekvu min.

Turkish

Öğrencileriyle birlikte halkı da yanına çağırıp şöyle konuştu: ‹‹ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj ekvesperigxis; kaj la dek du, alveninte, diris al li:forsendu la homamason, por ke ili iru en la cxirkauxajn vilagxojn kaj kampojn, por trovi ripozejojn kaj nutrajxon; cxar cxi tie ni estas en dezerta loko.

Turkish

günbatımına doğru onikiler gelip ona, ‹‹halkı salıver de çevredeki köylere ve çiftliklere gidip kendilerine barınak ve yiyecek bulsunlar. Çünkü ıssız bir yerdeyiz›› dediler.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Get a better translation with
7,740,660,992 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK