From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
se invece ne avete, avranno un ottavo di quello che lasciate, dopo aver dato seguito al testamento e pagato i debiti.
eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelale şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer.
e gli diede l'alleanza della circoncisione. e così abramo generò isacco e lo circoncise l'ottavo giorno e isacco generò giacobbe e giacobbe i dodici patriarchi
sonra tanrı onunla, sünnete dayalı antlaşmayı yaptı. böylelikle İbrahim, İshakın babası oldu ve onu sekiz günlükken sünnet etti. ve İshak yakupun, yakup da on iki büyük atamızın babası oldu.
e a loro spetterà un quarto di quello che lasciate, se non avete figli. se invece ne avete, avranno un ottavo di quello che lasciate, dopo aver dato seguito al testamento e pagato i debiti.
sizin çocuğunuz yoksa ettiğiniz vasiyet veya borç çıktıktan sonra bıraktıklarınızın dörtte biri karılarınızındır; çocuğunuz varsa, bıraktıklarınızın sekizde biri onlarındır.
il quindici dell'ottavo mese salì sull'altare che aveva eretto a betel; istituì una festa per gli israeliti e salì sull'altare per offrire incenso
kendi kendine uydurduğu sekizinci ayın on beşinci günü, beytel'de yaptırdığı sunağa gitti, kurban sunup buhur yaktı. ve o günü İsrail halkı için bayram ilan etti.
esdra fece la lettura del libro della legge di dio ogni giorno, dal primo all'ultimo; la festa si celebrò durante sette giorni e l'ottavo vi fu una solenne assemblea secondo il rito
ezra ilk günden son güne kadar, her gün tanrı'nın yasa kitabı'nı okudu. yedi gün bayram yaptılar. sekizinci gün kural uyarınca kutsal toplantı yapıldı.