Results for trenta translation from Italian to Turkish

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Italian

Turkish

Info

Italian

trenta

Turkish

otuz

Last Update: 2009-07-01
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

ogni trenta giorni

Turkish

her otuz günde

Last Update: 2011-10-23
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

gravidanza e svezzamento durano trenta mesi.

Turkish

(ana karnında) taşınması ile sütten kesilmesi otuz ay sürdü.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

non ti ho scritto forse trenta tra consigli e istruzioni

Turkish

bilgi ve öğüt sözleri...

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

invece per una donna, la tua stima sarà di trenta sicli

Turkish

kadınlar için otuz şekelfş.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

quando lo ebbero visto, presero trenta compagni perché stessero con lui

Turkish

filistliler onu görünce ona eşlik etmek üzere otuz genç getirdiler.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

adina figlio di zisa il rubenita, capo dei rubeniti, e con lui altri trenta

Turkish

rubenlilerin önderi rubenli Şiza oğlu adina ve ona eşlik eden otuz kişi,

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

fu il più glorioso dei trenta e perciò fu fatto loro capo, ma non giunse alla pari dei tre

Turkish

Üçlerin en saygın kişisiydi ve onların önderi oldu. ama Üçlerden sayılmadı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

fu il più illustre dei trenta, ma non giunse alla pari dei tre. davide lo ammise nel suo consiglio

Turkish

benaya otuzlar arasında saygın bir yer edindiyse de, Üçlerden sayılmadı. davut onu muhafız birliği komutanlığına atadı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

ma se non sarete capaci di spiegarmelo, darete trenta tuniche e trenta mute di vesti a me»

Turkish

ama bilmeceyi çözemezseniz, o zaman da siz bana otuz keten mintanla otuz takım üst giysi vereceksiniz.›› ona, ‹‹seni dinliyoruz›› dediler, ‹‹söyle bakalım bilmeceni.››

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

il tempio costruito dal re salomone per il signore, era lungo sessanta cubiti, largo venti, alto trenta

Turkish

kral süleymanın rab için yaptığı tapınağın uzunluğu altmış, genişliği yirmi, yüksekliği otuz arşındı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

abisài fratello di ioab era capo dei trenta. egli brandì la lancia contro trecento vittime e così divenne famoso fra i trenta

Turkish

yoavın kardeşi avişay Üçlerin önderiydi. mızrağını kaldırıp üç yüz kişiyi öldürdü. bu yüzden Üçler kadar ünlendi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

ebbe quaranta figli e trenta nipoti, i quali cavalcavano settanta asinelli. fu giudice d'israele per otto anni

Turkish

avdonun kırk oğlu, otuz torunu ve bunların bindiği yetmiş eşeği vardı. İsraili sekiz yıl yönetti.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

gli israeliti lo piansero nelle steppe di moab per trenta giorni; dopo, furono compiuti i giorni di pianto per il lutto di mosè

Turkish

İsrailliler moav ovalarında musa için otuz gün yas tuttular. sonra musa için ağlama ve yas tutma günleri sona erdi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

scesero tre dei trenta capi sulla roccia presso davide, nella fortezza di adullàm; il campo dei filistei si estendeva nella valle di rèfaim

Turkish

otuzlardan üçü davutun yanına, adullam mağarasındaki kayaya gittiler. bir filist birliği refaim vadisinde ordugah kurmuştu.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

e fissammo per mosè un termine di trenta notti, che completammo con altre dieci, affinché fosse raggiunto il termine di quaranta notti stabilito dal suo signore.

Turkish

(bana ibadet etmesi için) musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilave ettik; böylece rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

allora giuda, il traditore, vedendo che gesù era stato condannato, si pentì e riportò le trenta monete d'argento ai sommi sacerdoti e agli anzian

Turkish

İsaya ihanet eden yahuda, onun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri götürdü.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

fece un bacino di metallo fuso di dieci cubiti da un orlo all'altro, rotondo; la sua altezza era di cinque cubiti e la sua circonferenza di trenta cubiti

Turkish

hiram dökme tunçtan on arşın çapında, beş arşın derinliğinde, çevresi otuz arşın yuvarlak bir havuz yaptı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

benché il consumo di cannabis si concentri in buona parte tra i giovani, i dati provenienti da spagna e regno unito sembrano suggerire che la gente continui a farne uso anche dopo i trenta o i quarant’anni.

Turkish

esrar kullanımının saôlıôa etkileri zamanda geçen yıl da kullanmışken, yalnızca % 16’sı son 30 gün içinde kullanmıştır.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

abbiamo ordinato all'uomo la bontà verso i genitori: sua madre lo ha portato con fatica e con fatica lo ha partorito. gravidanza e svezzamento durano trenta mesi. quando raggiunge la maturità ed è giunto ai quarant'anni dice: “signore, dammi modo di renderti grazia del favore di cui hai colmato me e i miei genitori, affinché compia il bene di cui ti compiaci e concedimi una discendenza onesta. io mi volgo pentito a te e sono uno dei sottomessi”.

Turkish

ve biz, insana, anasınababasına iyilik etmesini emrettik; anası, onu zahmetle taşımıştır ve zahmetle doğurmuştur ve gebelik müddetiyle sütten kesilme müddeti, otuz ayı tutar; sonunda ergenlik çağına gelmiştir ve kırk yaşına ermiştir de demiştir ki: rabbim, bana da, anamababama da verdiğin nimetine karşı şükretmeyi nasip ve müyesser et bana ve soyumdan gelenleri de doğru ve düzgün kişiler yap da hoşnut ol benden; şüphe yok ki tövbe ettim sana ve şüphe yok ki teslim olanlardanım, emrine uyanlardanım ben.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Get a better translation with
7,743,271,421 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK