Results for panibus translation from Latin to Turkish

vescetur tamen panibus qui offeruntur in sanctuari
böyle bir adam tanrısına sunulan kutsal ve en kutsal yiyecekleri yiyebilir.

non enim intellexerant de panibus erat enim cor illorum obcaecatu
ekmekle ilgili mucizeyi bile anlamamışlardı; zihinleri körelmişti.

ordinatis coram propositionis panibus sicut praeceperat dominus mos
rabbin kendisine buyurduğu gibi levha sandığını konuta getirdi, bölme perdesini asarak sandığı gizledi.

et comederitis de panibus regionis illius separabitis primitias domin
o ülkenin ekmeğinden yediğinizde, bir kısmını bana sunacaksınız.

qui pronus est ad misericordiam benedicetur de panibus enim suis dedit pauper
Çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır.

qui operatur terram suam saturabitur panibus qui sectatur otium replebitur egestat
hayal peşinde koşansa yoksulluğa doyar.

qui operatur terram suam saturabitur panibus qui autem sectatur otium stultissimus es
hayal peşinde koşansa sağduyudan yoksundur.

cumque elevaverit eos sacerdos cum panibus primitiarum coram domino cedent in usum eiu
kâhin iki kuzuyu ilk üründen yapılmış ekmekle birlikte sallamalık sunu olarak rabbin huzurunda sallayacak. rab için kutsal olan bu sunular kâhinindir.

in se autem reversus dixit quanti mercennarii patris mei abundant panibus ego autem hic fame pere
‹‹aklı başına gelince şöyle dedi: ‹babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum.

collegerunt ergo et impleverunt duodecim cofinos fragmentorum ex quinque panibus hordiaciis quae superfuerunt his qui manducaverun
onlar da topladılar. yedikleri beş arpa ekmeğinden artakalan parçalarla on iki sepet doldurdular.

quod si remanserit de carnibus consecratis sive de panibus usque mane conbures reliquias igni non comedentur quia sanctificata sun
atanmaları için kesilen kurbanın etinden ya da ekmekten sabaha artan olursa, yakacaksın. bunlar yenmeyecek, çünkü kutsaldır.

tulitque isai asinum plenum panibus et lagoenam vini et hedum de capris unum et misit per manum david filii sui sau
İşay ekmek yüklü bir eşek, bir tulum şarap, bir de oğlak alıp oğlu davutla birlikte saula gönderdi.

audivi murmurationes filiorum israhel loquere ad eos vespere comedetis carnes et mane saturabimini panibus scietisque quod sim dominus deus veste
‹‹İsraillilerin yakınmalarını duydum. onlara de ki, ‹akşamüstü et yiyeceksiniz, sabah da ekmekle karnınızı doyuracaksınız. o zaman bileceksiniz ki, tanrınız rab benim.› ››

acceptis autem quinque panibus et duobus piscibus respexit in caelum et benedixit illis et fregit et distribuit discipulis suis ut ponerent ante turba
İsa, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi.

et acceptis quinque panibus et duobus piscibus intuens in caelum benedixit et fregit panes et dedit discipulis suis ut ponerent ante eos et duos pisces divisit omnibu
İsa beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra ekmekleri böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi. İki balığı da hepsinin arasında paylaştırdı.

et cum iussisset turbam discumbere supra faenum acceptis quinque panibus et duobus piscibus aspiciens in caelum benedixit et fregit et dedit discipulis panes discipuli autem turbi
halka çayıra oturmalarını buyurduktan sonra, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra ekmekleri bölüp öğrencilerine verdi, onlar da halka dağıttılar.

cumque david transisset paululum montis verticem apparuit siba puer mifiboseth in occursum eius cum duobus asinis qui onerati erant ducentis panibus et centum alligaturis uvae passae et centum massis palatarum et utribus vin
davut tepenin doruğunu biraz geçince, mefiboşetin hizmetkârı siva palan vurulmuş ve üzerlerine iki yüz ekmek, yüz salkım kuru üzüm, yüz tane taze meyve ve bir tulum şarap yüklü iki eşekle onu karşıladı.

sed facientes faciemus omne verbum quod egreditur de ore nostro ut sacrificemus reginae caeli et libemus ei libamina sicut fecimus nos et patres nostri reges nostri et principes nostri in urbibus iuda et in plateis hierusalem et saturati sumus panibus et bene nobis erat malumque non vidimu
tersine, yapacağımızı söylediğimiz her şeyi kesinlikle yapacağız: gök kraliçesine buhur yakacak, atalarımızın, krallarımızın, önderlerimizin ve kendimizin yahuda kentlerinde, yeruşalim sokaklarında yaptığımız gibi ona dökmelik sunular dökeceğiz. o zamanlar bol yiyeceğimiz vardı, her işimiz yolundaydı, sıkıntı çekmiyorduk.