Results for cherubai translation from Lithuanian to Turkish

cherubai pakilo. tai buvo tos pačios būtybės, kurias mačiau prie kebaro upės.
keruvlar yukarıya doğru yükseldi. bunlar daha önce kevar irmağı kıyısında gördüğüm canlı yaratıklardı.

cherubai pakėlė sparnus, ratai pajudėjo su jais, o izraelio dievo šlovė buvo virš jų.
keruvlar kanatlarını açtı, tekerlekler yanlarında duruyordu. İsrail tanrısının görkemi onların üzerindeydi.

tai buvo cherubai ir palmės, kiekviena palmė buvo tarp dviejų cherubų. cherubai buvo dviem veidais.
keruv ve hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. İki keruv arasında bir hurma ağacı vardı. her keruvun iki yüzü vardı:

taip pat dešimties uolekčių buvo ir antrasis cherubas; abu cherubai buvo tokio pat dydžio ir taip pat atrodė.
Öbür keruvun kanat açıklığı da on arşındı. her iki keruvun da ölçüsü ve görünüşü aynıydı.

kai cherubai judėjo, su jais judėjo ir ratai. kai cherubai pakeldavo sparnus pakilti nuo žemės, ratai nepasitraukdavo nuo jų.
keruvlar hareket edince, yanlarındaki tekerlekler de hareket ediyor, keruvlar yerden yükselmek için kanatlarını açınca, tekerlekler de yanlarından ayrılmıyordu.

man matant, cherubai pakėlė sparnus ir pakilo nuo žemės, o ratai pakilo kartu su jais. jie sustojo prie viešpaties šventyklos rytinių vartų, ir izraelio dievo šlovė stovėjo virš jų.
ben bakarken keruvlar kanatlarını açıp yerden yükseldi, tekerlekler de onlarla yükseldi. rabbin tapınağının doğu kapısının girişinde durdular. İsrail tanrısının görkemi onların üzerindeydi.

cherubai stovėjo vidinėje patalpoje. jų sparnai buvo taip ištiesti, kad vieno sparnas siekė vieną sieną, o kito­kitą sieną; antrieji jų sparnai siekė vienas kitą Šventų švenčiausiosios viduryje.
süleyman keruvları tapınağın iç odasına yerleştirdi. keruvlardan birinin açık kanadı bir duvara, ötekinin kanadı karşı duvara erişirken, öbür kanatları da odanın ortasında birbirine değiyordu.

abejos durys buvo išpuoštos cherubų, palmių bei gėlių raižiniais ir padengtos auksu.
İğde ağacından yapılan iki kapı kanadının üstüne kabartma keruvlar, hurma ağaçları ve çiçek motifleri oydurdu. keruvlar ve hurma ağaçlarını altınla kaplattı.