Results for aparición translation from Spanish to Turkish

tiempo de aparición:
görünme süresi:

anima la aparición de ventanasname
pencerelerin açılışını canlandırname

el artículo %1 %2 provocó la aparición de la siguiente nota: %3
yazı% 1% 2 aşağıdaki notun çıkmasına neden oldu:% 3

cuando los que temen a alá sufren una aparición del demonio, se dejan amonestar y ven claro.
(allah'tan) sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.

así trabajábamos nosotros en la obra, y la mitad de ellos empuñaban las lanzas, desde la aurora hasta la aparición de las estrellas
İşte böyle çalışıyorduk. yarımız gün doğumundan yıldızlar görünene kadar mızraklarla nöbet tutuyordu.

el sistema de alerta temprana de la unión europea ofrece un mecanismo de respuesta rápida a la aparición de nuevas sustancias psicotrópicas en el panorama de las drogas.
avrupa birliği’nin erken uyarı sistemi uyuşturucu sahnesine çıkan yeni psikoaktif maddelere karşı hızlı tepki veren bir mekanizma sunmaktadır.

la información sobre la incidencia del sida tiene relevancia al ahora demostrar la aparición de enfermedades sintomáticas, aunque no resulta un buen indicador de la transmisión del vih.
estonya ve letonya’da yakın zamandaki bir hiv salgınından sonra euk’lerdeki yeni teşhis edilmiş enfeksiyon oranları 2001 oranlarından sonra düşmüştür ama şimdi yine yüksek düzeylerde (2006 yılında 1 milyon kişi başına, sırasıyla, 142,0 ve 47,1 yeni vaka) dengelenmiş olduğundan, bulaşma oranlarının hâlâ yüksek olduğunu düşündürmektedir.

en el contexto de un sector económico enplena expansión e impulsada por la aparición de internet y el comercioelectrónico, la liberalización de las telecomunicaciones fomenta lacompetitividad y la creación de empleos.
İnternet veelektronik ticaretin, büyümeyi hızlandırdığı bir ekonomide, telekomünikasyonsektöründeki özelleştirme, rekabet gücü sağlamış ve yeni iş olanakları doğurmuştur.

esto puede requerir que los estados miembros de la ue revisen, y posiblemente ajusten, sus políticas, con el fin de reducir la aparición de la infección crónica del vhb y sus consecuencias.
bu da ab Üye devletleri’nin, kronik hbv enfeksiyonu ile bunun sonuçlarının görülme oranını azaltmaya yönelik politikalarını gözden geçirmelerini ve belki de üzerinde ince ayarlamalar yapmalarını

las muchas posibilidades de ajuste, la amplia gama focal, su destacable velocidad y sus prestaciones en video, deberían en teoría garantizar una potente combinación que demandan la aparición de un nuevo segmento.
birçok ayar seçeneği imkanı, geniş odak uzaklık değerleri, dikkat çekici hız ve video çekim performansı teorik olarak güçlü bir kombinasyon oluşturmalı gibi görünüyor bu kombinasyon yeni bir ürün segmenti olarak bile değerlendirilebilir.

con el fin de detectar la aparición de nuevas sustancias en el panorama europeo de las drogas, la ue ha puesto en marcha un sistema de alerta rápida (sar). este sistema
tarihsel olarak, liserjik asit diyetilamit (lsd) şu ana kadar en iyi bilinen halüsinojenik uyuşturucudur ama uzun bir süre boyunca genel tüketim seviyeleri düşük ve genelde sabit kalmıştır.

live view fue adoptado por olympus desde su aparición; también lanzó una gama de cámaras réflex extremadamente compactas y ligeras (e410/e420).
live view özelliğinin ilk başlarda olympus tarafından uygulandığını ve olympus'un fabrikalarındaki üretim bandında son derece ve hafif bir dslr (e410/e420) kameranın günışığına çıktığını hep birlikte gördük.

la aparición de la mcpp pone de manifiesto que los productores de drogas ilegales buscan continuamente innovaciones en forma de nuevos productos químicos que puedan comercializarse, en el presente caso para potenciar o modificar los efectos del mdma (éxtasis).
bu yılın raporunda, her zaman olduğu gibi, gelecekteki sorunları öngörmek üzere yeni ortaya çıkan eğilimler saptanmaya çalışılmıştır. bu gibi bir analiz, tanımı itibariyle spekülatif olduğundan dikkatli yapılması gerekmektedir.

en un informe de la aema de pronta aparición se examinan los alpes, calificados a menudo de «depósito de agua de europa» porque el 40 % del agua dulce de europa procede de esta cordillera.
yakında yayımlanacak bir aÇa raporu, avrupa’nın tatlı suyunun %40’ı bu dağlık bölgeden geldiğinden, çoğunlukla ‘avrupa’nın su kulesi’ olarak tanımlanan alpleri ele almaktadır.