Results for como se escribe bienvenidos en arabe translation from Spanish to Turkish

el término se escribe en la lengua ocial del país.
terim, ülkenin resmi dilinde yazýlýdýr.

como se sentía mal, se quedó en la cama.
hasta hissettiği için, yatakta kaldı.

una obediencia como se debe.
(sizden istenen, yalan yere yemin etmek değil), güzel ita'at etmektir.

selecciona imprimir el vocabulario como se muestra en el editor
sözlüğü düzenleyicide görüldüğü gibi basmak için seç

así es como se os sacará.
[36,33-34; 22,5-7; 7,57]

no es tan bueno como se ve.
o, göründüğü kadar iyi değildir.

define como se envía este documento
bu belgenin nasıl gönderileceğini tanımlar

haced, pues, como se os manda».
artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin" dedi.

así es como se mostrará su mensaje con estos colores
mesajınız, seçtiğiniz renklerle böyle görünecektir

¡bendecidle vosotros también y saludadle como se debe!
ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.

di: «¡no juréis! una obediencia como se debe.
de ki: "and içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır.

cuando se escribe el contenido de este cuadro en una linea ascii, este cuadro será añadido automáticamente alrededor de él, si esta casilla de selección está seleccionada.
bu kutunun içeriği ascii satırına yazıldığında bu kutucuk işaretli ise, bu kutu onun etrafına eklenecek.

como se ha referido anteriormente, los datos facilitados al ond son a menudo secundarios.
daha önce belirtildiği gibi, uuim’ye sunulan veriler genellikle ikincil niteliktedir.

sigue la vía recta, como se te ha ordenado, y no sigas sus pasiones.
onların heveslerine uyma ve de ki: ben allah'ın indirdiği kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum.

no puedo leer el texto en árabe.
arapça yazı okuyamam

hubo una fiesta de bienvenida en el restaurante.
restoranda "hoş geldin" partisi yapıldı.

¡no os acicaléis como se acicalaban las natiguas paganas! ¡haced la azalá!
İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin.

imágenes de mainichi news: como se ve desde el aire sobre kuchinoerabu-jima: nueva erupción.
kuchinoerabu'da patlama: sakinlerin geri dönmesi bir yıl kadar sürebilir; ada şimdilik inek ve patateslere kalmış durumda.

la tierra se ha secado y languidece. el líbano se ha avergonzado y se ha marchitado. sarón se ha convertido en arabá; basán y el carmelo se han sacudido
başan ve karmelde ağaçlar yaprak döküyor.

es similar a trabajar con una cámara clásica, lo que es una función bienvenida en unos tiempos en que a menudo es imposible descifrar el significado exacto de algunas funciones.
kullanıcıların, çeşitli kullanım özellik ve fonksiyonlarının tam olarak ne işe yaradıklarını öğrenmek zorunda oldukları günümüz teknolojileri ile kıyasladığımızda bu tarz bize oldukça hoş ve keyifli geldi.