From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
det man undersökte var utfallet för behandlingsprogram på behandlingshem och ute i samhället.
diğer girişimler ise profillerin, beklentilerin ve becerilerin iş hayatının gerçekleriyle daha iyi eşleştirilmesi yoluyla istihdam durumunu iyileştirmeye odaklanmaktadır.
ute på fältet är adam harazim entreprenörens ingenjör på platsen och ansvarig för att bygga den nya rörledningen.
sahada ise, müteahhidin yeni boru hattının inşaatından sorumlu şantiye mühendisi, çapları iki kat daha geniş olan ve camla güçlendirilmiş plastikten imal edilmiş yeni boruların özen ve titizlikle yerleştirilmesi gerektiğini açıklayan adam harazim’dir.
de är män ochkvinnor ”ute på fältet” som är väl förankrade i sina länders ekonomiska ochsociala liv.
söz konusu erkekve kadınlar, kendi ülkelerindeki ekonomik ve sosyal hayatın içine demir atmıș, konuhakkında bilgi sahibi kișilerdir.
du skall icke blotta din systers blygd, evad hon är din faders dotter eller din moders dotter, evad hon är född hemma eller född ute.
annenden ya da babandan olan, ister seninle aynı evde doğmuş olsun, ister olmasın üvey kızkardeşlerinden biriyle cinsel ilişki kurmayacaksın.
och gud hörde manoas röst; guds ängel kom åter till hans hustru, när hon en gång satt ute på marken och hennes man manoa icke var hos henne.
tanrı manoahın yakarışını duydu. kadın tarladayken tanrının meleği yine ona göründü. ne var ki, manoah karısının yanında değildi.
"[nu] är det ute med [folket i] madyan - det gick för dem som det gick för thamud!"
azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lütuf olarak Şuayb ve beraberindeki müminleri o azaptan kurtardık. zulmedenleri ise o korkunç ses bastırıverdi de diyarlarında çökekaldılar.sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular...evet, semûd halkı defolup gittiği gibi medyen halkı da defoldu gitti!