Results for cezalandırılacaksınız translation from Turkish to Czech

vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?"
což odměňováni jste za něco jiného než za to, co sami jste si vysloužili?"

ve yalnız, yapıp ettiklerinizin karşılığıyla cezalandırılacaksınız.
a nebudete odměněni jinak, než dle skutků svých —

"yaptıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?" denir.
"zdaž za něco jiného než za to, co jste konali, jste odměněni?"

bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
a nebudete odměněni jinak, než dle skutků svých —

‹‹ ‹ama beni dinlemez, bütün bu buyrukları yerine getirmezseniz, cezalandırılacaksınız.
pakli nebudete mne poslouchati, a nebudete činiti všech přikázaní těchto,

girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. ancak yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız.
hořte v něm a vytrvejte či nevytrvejte - vše pro vás jedno je, vždyť odměnu jen za to, co konali jste, dostáváte!"

bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz."
dnes tedy budete odměněni trestem hanby za to, že pyšní jste byli na zemi bez oprávnění, a za to, že jste byli hříšníky!"

İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız."
dnes tedy budete odměněni trestem hanby za to, že pyšní jste byli na zemi bez oprávnění, a za to, že jste byli hříšníky!"

girin oraya, ister sabredin ister etmeyin artık sizin için birdir. siz hep yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız" (denilecek).
hořte v něm a vytrvejte či nevytrvejte - vše pro vás jedno je, vždyť odměnu jen za to, co konali jste, dostáváte!"

onlara denir ki: "İyiliklerinizi/nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip eğlendiniz. bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız.
a přijde den, kdy ti, kdož neuvěřili, vystaveni budou ohni: „promrhali jste dobré dary své v životě pozemském a v rozkoši užívali jste jich: pročež dnes tedy odměněni budete trestem potupy za pyšnost svoji na zemi, nikterak oprávněnou, a za prostopášnost svou.“

"biz, cezalandırılacak da değiliz."
a my nebudeme ztrestáni.“