Results for çıkarak translation from Turkish to English

onunla çıkarak zamanımın yarısını harcarım.
i spend half my time going out with her.

buradan yola çıkarak bu tunçtan heykeli yaptım.
and so i went about and made that sculpture, turning it out of solid bronze.

bundan yola çıkarak da farklı bir formül öneriyorum.
and on that basis, i've suggested a different kind of equation.

peki, kendi deneyimlerimden yola çıkarak bir örnek vereceğim.
well, here's an example from my own experience.

bu insanların kendi deneyimlerinden yola çıkarak tasarım yapması.
this is people designing their own experiences.

beni tüm bunların içinden çekip çıkarak birşeye ihtiyacım vardı.
i needed something that would pull me out of all this.

9:platformlara çıkarak üst modülü oluşturun (Şekil 54).
9: form an upper modul by climbing up the platforms. (figure 54).

açılış konuşmasında "istikrarı sağlama ve birleşme stratejisinden yola çıkarak ...
in his address, papandreou spoke of the need "to move from a strategy of stabilisation and association . to a much more robust strategy focusing on policies and instruments that promote real cohesion and real integration into the eu".

2004 yılından bu yana finale çıkamayan hollanda, finale çıkarak dokuzuncu oldu.
the netherlands finished ninth in their first participation in a final since 2004.

7:bir üst kata çıkarak çelik çerçevelerini takın (Şekil 33).
7: climb up a upper deck and fit the steel frames (figure 33).

bu gerçekten yola çıkarak, işleri nasıl düzeltebileceğimizin analizini yapmamız gerekiyor."
from that fact, we have to make the analysis of how to make the things better."

bu da yetmezmiş gibi, ve de sizlerin "yetmez" cevabınızdan yola çıkarak --
and if that wasn't enough, and judging by your response, it's not ...

geçmişten gelen değerlere sahip çıkarak, ‘kalite ve güven’ inşa etmek.
to build "quality and trust" by protecting the values from the past.

topluluk hissinden yola çıkarak oluşturulan öğrenme toplulukları, eğitim psikolojisi alanında önemli bir yere sahiptir.
the learning communities based on the sense of community have an important place in the field of educational psychology.

ancak kosovalı arnavut yetkililer bu rakama karşı çıkarak gerçek sayının 70 bine yakın olduğunda ısrar ediyorlar.
kosovo albanian officials dispute that figure, however, insisting the actual number is closer to 70,000.

bu yeraltı suları daha sonra tekrar yüzeye çıkarak doğal kaynaklar, sıcak su kaynakları ve gayzerler oluşturur.
this groundwater later flows back to the surface in springs, or more spectacularly in hot springs and geysers.

1999 yılında bayern münih Şampiyonlar ligi finaline çıkarak camp nou'da manchester united'ın rakibi oldu.
in 1999, bayern munich reached the 1999 champions league final, facing manchester united at camp nou.

buradan yola çıkarak mediciler önce floransa'da, sonra da İtalya ve avrupa'da politik güce kavuştular.
from this base, they acquired political power initially in florence and later in wider italy and europe.

bahsedilen noktalardan yola çıkarak, konuyla alakalı kavramlar açıklanmış, öğrenme sürecinde izlenen çeşitli ödev uygulamalarının ortaya çıkardığı sonuçların üzerinde durulmuştur.
based on the said points, the concepts related to the subject have been explained and the results revealed by the various assignments monitored during the learning process have emphasized.

bu arada, shane ve rick birbirleriyle karşı karşıya gelir — eski plana göre sahte aramaya çıkarak rick'i öldürecektir.
meanwhile, shane and rick confront each other — the former having planned the fake search so he could murder rick.