Results for ben artık konuşmamak translation from Turkish to English

ben artık hatırlamıyorum.
i don't remember anymore.

ben artık bunu yapamam.
i can't do it anymore.

ben artık oraya gitmeyeceğim.
i won't go there anymore.

ben artık onun zorbalığına katlanamam.
i can't put up with his violence any longer.

ben artık kocan olmak istemiyorum.
i no longer wish to be your husband.

bu kadarı yeter. ben artık istemiyorum.
that's enough. i don't want any more.

ben artık onun küstahlığına daha fazla dayanamam.
i cannot stand his arrogance any longer.

beni çok arayacaksın, ama ben artık olmayacağım.››
and why dost thou not pardon my transgression, and take away mine iniquity? for now shall i sleep in the dust; and thou shalt seek me in the morning, but i shall not be.

tom lekros oynardı fakat ben artık oynamıyorum.
tom used to play lacrosse, but he doesn't anymore.

ben artık iyice kocamış, karım da kısırken nasıl oğlum olabilir?" dedi.
how can i have a son when age hath overtaken me already and my wife is barren?

derken rabbine dua etti: Şüphe yok ki altoldum ben, artık sen yardım et bana.
and so he called unto his lord, saying, 'i am vanquished; do thou succour me!'

babam bana izin verinceye veya allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar ben artık burdan ayrılmam.
so i will not depart from this land until my father permits me, or allah pronounces his judgement in my favour.

bu bana bir fırsat verdi çünkü ben artık kalfaydım, kalfalar çantalarını alıp dünyayı gezmeye çıkarlar.
so this gave me the possibility because now i was a journeyman, and journeymen also take their satchel and go to see the world.

ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. beni işçilerinden biri gibi kabul et.›
and am no more worthy to be called thy son: make me as one of thy hired servants.

gerçekten de ata, sence bilinmeyen bir bilgiye sahip oldum ben, artık bana uy da seni dosdoğru yola ileteyim.
"o my father! to me hath come knowledge which hath not reached thee: so follow me: i will guide thee to a way that is even and straight.

"ya rabbi! ben artık iyice kocamış, karım da kısırken nasıl oğlum olabilir?" dedi.
"how can i have a son, o lord," he said, "for i am old and my wife is barren?"

sürekli kötülük işleyen ve kendilerini ölüm yakalayınca, "ben artık tövbe ettim," diyenlerin tövbesi geçersizdir.
but [acceptance of] repentance is not for those who go on committing misdeeds: when death approaches any of them, he says, ‘i repent now.’

babam bana izin verinceye veya allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar ben artık burdan ayrılmam. allah, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
i shall never leave this land until my father gives me permission or god decides for me; he is the best judge.

Çünkü ben artık george burns'ün "bu yaşıma geldim, artık yeşil muz bile almıyorum" dediği yaştan da yaşlıyım.
because i'm older now than george burns was when he said, "at my age, i don't even buy green bananas."

sürekli kötülük işleyen ve kendilerini ölüm yakalayınca, "ben artık tövbe ettim," diyenlerin tövbesi geçersizdir. İnkarcı olarak ölenlerin de tövbesi geçersizdir.
(allah will accept) no repentance from those who do evil deeds until death comes to one of them, he says: 'now i repent' nor those who die unbelieving.