Results for birlikte büyümek translation from Turkish to English

birlikte
together

birlikte aç
open with

birlikte işlerlik
interoperability

bununla birlikte,
moreover.

ilişkilendirilmiş; birlikte
associate

sesli haber: savaşla büyümek
audio story: growing up with war

larva çok çabuk büyümek zorunda.
the larvae have to develop very quickly.

bu köprüyü hiç bir yere kurararak büyümek zorunda değiliz.
we don't have to keep growing these bridges to nowhere.

açıkçası radyo kaynakları küçük başlamak ve daha büyük büyümek zorundadırlar.
clearly radio sources must start small and grow larger.

afgan büyümek tek bir ifadeyle tanımlanabilir: "İnsanlar ne der?"
#growingupafghan defined in a single term: "mardom chi migoya?" — ali m latifi (@alibomaye) july 15, 2015 #growingupafghan defined in a single term: "what would people say?"

afgan büyümek 10 dakikanın yarım saatle 1 gün arasında bir şey ifade etmesidir.
#grownupafghan when 10 minutes means anything between half an hour and a whole day. — nushin arbabzadah (@nnushin) july 16, 2015

afgan büyümek bir düğüne gittiğinde annenin ve teyzelerinin sana uygun eş seçmeye çalışmasıdır.
#growingupafghan when you go to a wedding and your mum and aunties try to pick out a wife for you — frud bezhan (@frudbezhan) july 15, 2015

ekonomistleri bilirsiniz, paraya bayılırlar, hep daha çok para isterler, hep büyümek isterler.
you know, these economists, they love money, they want more and more of it, they want it to grow.

ama küçük atomlar ve küçük çekirdekler bir araya gelip daha büyümek ve demire doğru gitmek isterler.
but small atoms want to join together, small nuclei want to join together to make bigger ones to go towards iron.

cezalar hep müşterektir: afgan büyümek kardeşlerden birisi yanlış bir şey yaptığında annenin herkesi cezalandırmasıdır.
#growingupafghan your dad wakes you up at 6 am for no reason on a weekend because you can't be lazy in life.

afgan büyümek maimanah için kurutulmuş meyve/yemişleri yiyememendir yoksa herkes gittiğinde annen seni öldürür.
#growingupafghan where you can't eat the dried fruit/nuts that was set up for the maimanah or your mom would murder you when everyone left. — ɱąཞყąɱ ɧąıɖąཞ (@_baery) july 22, 2015

aslında, tazmanya'da büyümek tazmanya canavarını doğal ortamında görme şansı yakaladığımızda inanılmaz heyecan vericiydi.
in fact, growing up in tasmania, it always was incredibly exciting when we got a chance to see a tasmanian devil in the wild.

ibiza'nın satış başarısı, ilerleyen yıllarda satışlarını artırmak isteyen seat markasına büyümek için bir platform sağlamış oldu.
the ibiza's sales success gave the seat marque a platform to build on, as it looked to increase sales in following years.

hizmet kal‹tes‹n‹ sürdürme irketler büyümek ve varlıklarını sürdürmek için kaliteli fi ticari destek hizmetlerine ihtiyaç duyarlar.
maintaining the quality of service ompanies depend on the provision of highquality business support services in order to

oy birliği
unanimity