Results for hızlandırmak translation from Turkish to English

hızlandırmak
accelerate

İşi hızlandırmak zorunda kaldım.
i had to hurry the work.

gerçekten de bu süreci hızlandırmak istiyoruz.
indeed, we are interested in accelerating this process.

bu yüzden işleyişi biraz hızlandırmak istedik.
so, we wanted to accelerate this process.

hırvatistan mülteci dönüşünü hızlandırmak İçin bastırıyor
croatia pushes for boost in refugee ruturns

fonlar reformları ve kalkınmayı hızlandırmak için kullanılacak.
the funds will be used to speed up reforms and development.

gda-ağı ekonomik işbirliği ve yatırımları hızlandırmak istiyor
see-network seeks to spur economic co-operation, investment

mümkün olan her yerde çizimi hızlandırmak için opengl kullan
use opengl to accelerate drawing whenever possible

biraz sabırsızdık, bu yüzden işleri biraz hızlandırmak istedik.
we were a little impatient so we wanted to sort of speed things up a bit.

bir uzay aracını hızlandırmak ve yavaşlatmak için roket motorları kullanılabilir.
rocket engines can certainly be used to increase and decrease the speed of the spacecraft.

ekonomik krizin sürece etkisi sadece bu sonucu hızlandırmak olabilir.
the economic crisis can only accelerate this outcome.

fon, ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla geçen yıl hükümet tarafından kuruldu.
the fund was established by the government last year to spur economic development.

bu arada, uzmanlara yapılan ödemeleri hızlandırmak için önlemler aldığını teyit etti.
00 800 6 7 8 9 10 11 or visit the europe direct website which is available via europa: http://europa.eu

sırbistan şimdi elez tutuklamalarının arkasını getirmek ve suç çeteleriyle mücadelesini hızlandırmak istiyor.
serbia is now seeking to follow up on the elez arrests and beef up its capacity to tackle criminal gangs.

başbakan erdoğan'ın hükümeti, süreci hızlandırmak amacıyla yeni bir bakanlık kurdu.
prime minister erdogan's government has established a new ministry in order to jump-start the process.

parti yetkilileri, süreci hızlandırmak amacıyla belgeyi verilen sürenin bitiminden 13 gün önce sundular.
officials delivered it 13 days before the deadline in an attempt to speed up the process.

barroso, parvanov'un ülkenin bütün alanlardaki reformları hızlandırmak gerektiğini anladığını umduğunu kaydetti.
barroso said he hoped parvanov understands that the country must speed up reforms in all areas.

ayrıca bu, nnsa'nın süreci hızlandırmak amacıyla heu'yu uçakla naklettiği ilk sefer de oldu.
it was also the first time that nnsa has shipped heu by airplane, in an effort to accelerate the process.

ancak bazı akp üyeleri, ab yasalarıyla uyumlulaşma çabalarını hızlandırmak amacıyla, reform paketini meclisin önüne getirmeye söz verdi.
some akp members, however, have pledged to bring the reform package before parliament in order to accelerate efforts towards harmonisation with eu laws.

avrupa entegrasyonuna yaklaşımımızı hızlandırmak amacıyla kurumları iyileştirmeye ve avrupa standartlarını devreye sokmaya devam edeceğiz." dedi.
we will continue to improve institutions and work on introducing european standards in order to accelerate our approach to european integration," topcagic noted.