Results for hoşnutsuzluk translation from Turkish to English

bu orduda büyük bir hoşnutsuzluk yaratmıştı.
this was probably an exaggeration.

kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.
a frown may express anger or displeasure.

kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.
anxious when an ill befalls him

ankete göre bh'li gençler arasında işsizlik ve hoşnutsuzluk yaygın
survey finds widespread youth unemployment, discontent in bih

kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman kafirlerin yüzlerinde hoşnutsuzluk belirdiğini anlarsın.
and when our clear verses are recited to them, you will notice a denial on the faces of the disbelievers!

buna ek olarak, karalamaya karşı psikoloji bir hoşnutsuzluk var. teşekkürler, freud.
and additionally, there is a psychological aversion to doodling -- thank you, freud.

bm kalkınma programı halkın nabzı adlı en son kamuoyu yoklamasına göre, hoşnutsuzluk yüksek düzeyde olmaya devam ediyor.
according to the most recent un development programme public pulse opinion poll, discontent remains high.

kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman kafirlerin yüzlerinde hoşnutsuzluk belirdiğini anlarsın. neredeyse kendilerine ayetlerimizi okuyanların üzerine saldıracaklar.
and when our clear communications are recited to them you will find denial on the faces of those who disbelieve; they almost spring upon those who recite to them our communications.

ama bence bir neandertalin bakış açısından, şimdi sahip olduğumuz küçük, zararsız dişlere karşı büyük bir hoşnutsuzluk olurdu.
but i think from the point of view of a neanderthal, there would have been a lot of disapproval of the wimpish choppers that we now have.

roma İmparatoru constans'ın davranışlarına karşı orduda yükselen hoşnutsuzluk üzerine, onun yerine autun'da 18 ocak 350 tarihinde magnentius seçildi.
when the army grew dissatisfied with the behavior of roman emperor constans, it elevated magnentius at autun on january 18, 350.

ama rahatlık, genellikle hoşnutsuzluğu da beraberinde getirir.
but complacency does have a tendency to breed contempt.