Results for iftar translation from Turkish to English

hala iftar yemeği için aileler ve arkadaşlarımızla toplanıyoruz.
we still gather with family and friends over iftar.

kosovalılar birlikte iftar yapıyor. [laura hasani/setimes]
kosovars enjoy iftar together. [laura hasani/setimes]

aylık asgari ücretin 600 tl olduğu bir ülkede, bu tür iftar yemekleri protestoların hedefi oluyor.
in a country where the monthly minimum wage is 600 tl, such iftar dinners have been the target of protest.

ankara büyükşehir belediyesi kentte kurulan 30 iftar çadırında yaklaşık 18 bin kişiye ücretsiz aş dağıtıldığını duyurdu.
the greater ankara municipality has announced that it is providing free food to about 18,000 people in the city's 30 iftar tents.

birkaç kilometre ötede, İstanbul'un lüks otelleri kamuoyunda çok tartışılan pahalı iftar menüleri hazırlarlar.
a few kilometres away, the luxury hotels of istanbul have expensive iftar menus, which have been the topic of much public debate.

ramazan çadırlarına giden insanların çoğu genelde düşük gelirlidir; gerisi de iftar saatinde yakınlardan geçen insanlardır.
the majority of the people who go to ramadan tents are usually of low income; the rest are people who happen to be nearby at the time of breaking the fast.

priyepolye'deki iftar yemeğine katılan ameya bayriç, insanın gerçek bir cemaat ruhunu bu tür yemeklerde hissettiğini söylüyor.
amela bajric, who was also at the ramadan meal in prijepolje, says that it is at these kinds of meals that you can feel a true community spirit.

bir otel, çeşitli et, sebze ve tatlı çeşitleri sunduğu iftar menüsünü "sultanlara layık" olarak sunuyor.
one hotel presents its fast-breaking menu as "worthy of sultans", serving various kinds of meat, vegetables and dessert.

bugün artık eskisi gibi açlık içinde yaşayan insanlar yok ve iftar topu da mazide kalan bir anı haline geldi, ama toplu iftar yemekleri ramazan geleneğinin bir parçası olmaya devam ediyor.
people do not live in famine as before, and the cannon are only a distant memory, but the common iftars have remained part of the ramadan tradition.

ancak bundan sonra, genelde iftar için hazırlanan en iyi yiyecekler olan çeşitli börekler, etli bamya, salata, künefe, vb. yenebilir.
after that food may be consumed, and the best food is usually prepared for the iftar -- various pies, bamya (meat and okra stew), salad, kanafeh, etc.

setimes'a konuşan efendi admir veliç şöyle diyor: "bizim buralarda inananların camide hep birlikte iftar yapmaları bir gelenektir.
"in these parts, it is a tradition for the believers to eat iftar together in mosques.

erdoğan yabancı diplomatların da katıldığı iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, "kararlılık ve azmimiz ne kadar güçlenirse, ab de o kadar fazla bildirilerle tepki veriyor ve hevesimizi ve motivasyonumuzu kırıyor.
"the stronger our resolution and perseverance, the more the eu reacts with declarations and practices that kill our enthusiasm and motivation.

sancak, "balkanlar'ı gezen konvoyun arkasındaki fikir, sosyalleşmemiz ve iyi insan olmakla komşuluk ilişkileri arasındaki bağlantıyı güçlendirmek üzere hepimizin bu iftar sofrasında bir araya gelmesidir.
"the idea behind the convoy travelling around the balkans is for us all to be together at this ramadan sofra [table], for us to socialise and strengthen the connection between good human and neighbourly relations.

İftar
iftar