Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
su metabolizması
water metabolism
Last Update: 2013-06-12
Usage Frequency: 1
Quality:
gliserit metabolizması
glyceride metabolism
Last Update: 2013-06-12
Usage Frequency: 1
Quality:
amino asit metabolizması
amino acid metabolism
Last Update: 2013-06-12
Usage Frequency: 1
Quality:
protein metabolizması bozuklukları
protein metabolism disorders
Last Update: 2013-06-12
Usage Frequency: 1
Quality:
karaciğer yetmezliği olan hastalarda laktat metabolizması bozulabileceğinden, turkfleks laktatli rİnger alkalileştirici etkisini gösteremeyebilir.
as the lactate metabolism may be deteriorated in patients with liver failure, turkfleks ringer's lactate may not show its alkalizing effect.
gıda metabolizması sonucundan üretilen ufak miktarlardaki metanol, zararsız olup hızlı ve tam bir şekilde metabolize edilir.
small amounts of methanol are produced by the metabolism of food and are generally harmless, being metabolized quickly and completely.
bu sistemin sadece bir bedeni yok, aynı zamanda metabolizması da var. enerjiyi kullanabiliyor. hareket ediyor.
alright? so not only do we have this system that has a body, it has a metabolism, it can use energy, it moves around.
laktat metabolizması sonucu oluşan bikarbonat idrarı alkali hale getirdiğinden salisilatlar, barbitüratlar ve lityum gibi asidik ilaçların böbreklerden atılımları artar.
as bicarbonate formed as a result of lactate metabolism makes urine alkaline, the excretion of acidic drugs such as salicylates, barbiturates and lithium from kidneys increases.
1922 yılında, kas metabolizması ve glikoliz üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde archibald vivian hill ile birlikte nobel tıp Ödülü'nü kazandı.
in 1922, he was awarded the nobel prize in medicine, with archibald vivian hill, for his work on muscle metabolism, including glycolysis.
bakterilerde karbon metabolizması ya heterotrofiktir, organik bileşikler karbon kaynağı olarak kullanılır veya ototrofiktir, yani hücresel karbon, karbon dioksitin karbon fiksasyonu elde edilir.
carbon metabolism in bacteria is either "heterotrophic", where organic carbon compounds are used as carbon sources, or "autotrophic", meaning that cellular carbon is obtained by fixing carbon dioxide.
durağan faz, hızlı büyümeden bir strese tepki haline geçiş dönemidir, dna tamiri, antioksidan metabolizması, ve besin taşıması ile ilişkili genlerin ifadesinde bir artış olur.
the stationary phase is a transition from rapid growth to a stress response state and there is increased expression of genes involved in dna repair, antioxidant metabolism and nutrient transport.
bunları mecazi olarak kullanıyoruz bir şirketin dna' sı, bir şehrin metabolizması, ve benzeri bu sadece metaforik bir saçmalık mı? yoksa gerçekliği var mı?
we use them metaphorically -- the dna of a company, the metabolism of a city, and so on -- is that just bullshit, metaphorical bullshit, or is there serious substance to it?
pankreas hücreleri tarafından üretilen bir hormon olan insülin, esas olarak glikoz, yağ ve protein metabolizması üzerindeki periferik etkileri ile bilinir [1, 2]. İlk çalışmalar, iskelet kası gibi belirli dokuların glikoz kullanma yeteneğinin esas olarak insülin sinyallerine bağlı olduğunu göstermiştir.
insulin, a hormone produced by the pancreatic cells, is mainly known for its peripheral effects upon glucose, fat, and protein metabolism [1, 2]. early studies showed that the ability of certain tissues, such as skeletal muscle, to utilize glucose is mainly dependant upon insulin signals
Last Update: 2021-10-20
Usage Frequency: 1
Quality:
Reference: