Results for yasaklayan translation from Turkish to English

birçok ülkenin sigara içilmesini yasaklayan yasaları var.
many countries have laws prohibiting smoking.

bu bölgede tomrukçuluğu, madenciliği ve özellikle yasadışı avlanmayı yasaklayan bir mevzuat vardı
there are regulations that it's prohibited to do logging, mining and poaching, specifically.

1990 yılında gürcistan yüksek konseyi, bölgesel partileri yasaklayan bir yasayı kabul etti.
the georgian supreme council adopted a law barring regional parties in summer 1990.

tehlikeye neden olabilecek veya tehlikeye maruz bırakabilecek bir davranışı yasaklayan işareti, ifade eder.
any sign prohibiting any behaviour causing or exposing to danger.

makedonya, ocak 2005 tarihinden itibaren 33 avrupa ülkesinde kurşunlu benzin satışını yasaklayan stratejiyi imzalamadı.
macedonia has not signed onto a strategy banning sales of leaded gasoline in 33 european countries as of january 2005.

arnavutluk halk sağlığı enstitüsü yetkilileri, hükümetin kamu alanlarında tütün içilmesini yasaklayan bir tasarıyı onaylamasını bekliyor.
officials with the albanian public health institute are waiting for the government to pass a bill, to restrict smoking in public places.

aksu, İl nüfus müdürlükleri'ne bu harflerin kullanımını yasaklayan bir genelge gönderildiği de sözlerine ekledi.
a decree has been sent to the registry of birth administrations forbidding usage of the letters, aksu added.

halkın itirazlarına rağmen, makedonya hükümeti devlet okullarında din dersleri verilmesini yasaklayan mahkeme kararına saygı duyacağını açıkladı.
despite a public outcry, macedonia's government says it will respect a court ruling that blocks public schools from offering religious studies courses.

akp, anayasanın yangında yok olan ormanlık alanların hemen ağaçlandırılmasını öngören ve başka amaçlar için kullanılmasını yasaklayan bir hükmünu kaldırmayı hedefliyor.
the party aims to lift a provision that requires the immediate forestation of burnt forest areas and bans them from being used for other purposes.

ancak sırp polisi, hükümetin karayollarını trafiğe kapatmayı yasaklayan bir kararına dayanarak, koridor 10 şantiyesindeki işçi gösterilerini önlemek için harekete geçti.
sebrian police, however, have moved to prevent worker demonstrations at the corridor 10 site, on the basis of a government decision last year which prohibits the blocking of roads.

ayrıca bazı uzmanlar, bina sahiplerinin restorasyon veya inşa halinde olmadıkları sürece tarihi binalara reklam panosu yerleştirmeyi yasaklayan yasayı görmezden gelerek sorunu büyüttüklerini söylüyorlar.
additionally, some experts say building owners are aggravating the problem by ignoring the law against placing billboards on historic buildings unless they are being renovated or are under construction.

bulgaristan, ülkede ve karadeniz'deki karasularında şist gazının tetkiki ve çıkarılmasına ilişkin hidrolik kırma ve benzer teknikleri yasaklayan ikinci ab üyesi ülke oldu.
bulgaria has become the second eu member state to ban hydraulic fracturing and similar techniques for the exploration and extraction of shale gas in the country and its territorial black sea waters.

aydınlanma, avrupa'da yahudilerin kendi dışlarındaki laik dünya ile etkileşimlerini yasaklayan kanunların azalmasına da yol açarak yahudilerin laik eğitim ve deneyime erişimesine imkân vermiştir.
the enlightenment led to reductions in the european laws that prohibited jews to interact with the wider secular world, thus allowing jews access to secular education and experience.

durgunluk, seçimlerden önceki on gün boyunca belli türlerdeki siyasi kampanya faaliyetlerini yasaklayan türkiye'deki "seçim yasağından" kaynaklanıyordu.
the respite can be attributed to turkey's "election ban", which prohibits certain types of political campaigning during the ten days prior to an election.

yunanistan ve türkiye, antipersonel mayınların kullanımı, depolanması, üretimi ve naklini yasaklayan uluslararası ottawa anlaşması'nı eylül ayında new york'ta onaylamıştı.
in september in new york, greece and turkey ratified the ottawa international treaty on prohibiting the use, stockpiling, production and transfer of antipersonnel mines.

eşcinsel ilişkileri yasaklayan bir kanun yok iken, "doğal yollara karşı" olan cinsel birleşmeleri yasaklayan bir madde(madde 534) var.
while there is no law specifically forbidding homosexual relationships, there is an article - article 534 - which forbids sexual acts that "contradict the laws of nature".

anti-personel mayınları yasaklayan ve sırbistan-karadağ'ın da imzalamış olduğu uluslararası konvansiyona göre ordu, depolarındaki 1,3 milyon mayını imha etmekle yükümlü bulunuyor.
according to the international convention prohibiting anti-personnel mines -- an agreement serbia-montenegro signed -- the army is obliged to destroy 1.3 million mines stored in warehouses.

=== köleliğin kaldırılması ===britanya'daki kölelik karşıtı hareketten gelen artan baskılar sonucu britanya yönetimi 1807 yılında imparatorlukta köle ticaretini yasaklayan 1807 köle ticareti yasası'nı çıkardı.
=== abolition of slavery ===with support from the british abolitionist movement, parliament enacted the slave trade act in 1807, which abolished the slave trade in the empire.