Results for zevk translation from Turkish to Italian

zevk
piacere

aşktan zevk alalım.
vieni, inebriamoci d'amore fino al mattino, godiamoci insieme amorosi piaceri

zevk alırlar kötülüğün aşırısından.
che godono nel fare il male, gioiscono dei loro propositi perversi

onun yüce bolluğundan zevk alasınız.››
così succhierete al suo petto e vi sazierete delle sue consolazioni; succhierete, deliziandovi, all'abbondanza del suo seno

İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.
e il benessere di cui si deliziavano!

onun buyruklarından büyük zevk alana!
alleluia. e trova grande gioia nei suoi comandamenti

onlardan zevk alanlar hep onları düşünür.
grandi le opere del signore, le contemplino coloro che le amano

durudur, içenlere zevk ve lezzet verir.
chiara e deliziosa da bersi,

amma bugün cennetlikler, zevk ve eğlence içindedirler...
in quel giorno, i compagni del paradiso avranno gioiosa occupazione,

gördün ya artık onlara senelerce zevk ettirsek,
non vedi che, se concedessimo loro di godere per anni,

cennet halkı o gün zevk ve eğlence ile meşguldürler.
in quel giorno, i compagni del paradiso avranno gioiosa occupazione,

artık o, razı olduğu bir yaşayış, bir zevk içindedir.
egli avrà piacevole esistenza

rab'lerinin kendilerine vermiş olduğu şeylerden zevk duyarlar.
a godersi quello che il loro signore avrà dato loro.

ayrıca boş zamanlarınızda ve seyahatlerinizde sizin için onlarda bir konfor ve zevk vardır.
e come è bello per voi, quando le riconducete [all'ovile] e quando uscite al pascolo.

o yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.
lasciami con coloro che tacciano di menzogna, che vivono nell'agiatezza e concedi loro un po' di tempo.

akşamleyin yayımdan getirir, sabahleyin yayıma götürürken de güzellikleri var, zevk alırsınız onlardan.
e come è bello per voi, quando le riconducete [all'ovile] e quando uscite al pascolo.

baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
che non produce ubriachezza, né stordimento.

o hayvanları, akşam vakti getirirken ve sabahleyin salarken, onlarda sizin için bir güzellik ve zevk vardır.
e come è bello per voi, quando le riconducete [all'ovile] e quando uscite al pascolo.

sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır.
e come è bello per voi, quando le riconducete [all'ovile] e quando uscite al pascolo.

küfre sapanlarsa zevk edip eğlenmeye bakarlar; davarların yediği gibi yer-içerler. varacakları yer ateştir onların.
coloro che non credono avranno effimero godimento e mangeranno come mangia il bestiame: il fuoco sarà il loro asilo.