Results for bulunmayacak translation from Turkish to Serbian

devşirecek meyve bulunmayacak.
za mnogo godina biæete u smetnji, vi bezbrižne; jer neæe biti berbe, i sabiranje neæe doæi.

yerini arasan da bulunmayacak.
još malo, pa neæe biti bezbožnika; pogledaæeš na mesto njegovo, a njega nema.

rabbin topluluğunda sizden kimse bulunmayacak.
zato neæeš imati nikoga ko bi ti povukao uže za žreb u zboru gospodnjem.

ancak bu tavsiyelerin hukuki bağlayıcılığı bulunmayacak.
međutim, mišljenja komisije neće biti obavezujuća.

oturumlara katılacak bhaİk başkanının oy hakkı bulunmayacak.
predsednik odbora će prisustvovati sednicama, ali ne i glasanju.

‹‹ ‹kanlı et yemeyeceksiniz. kehanette bulunmayacak, falcılık yapmayacaksınız.
ništa ne jedite s krvlju. nemojte vraèati, ni gatati po vremenu.

altı gün ekmek toplayacaksınız, ama yedinci gün olan Şabat günü ekmek bulunmayacak.››
Šest æete dana kupiti, a sedmi je dan subota, tada ga neæe biti.

katılımcıları çoğu, toplantının doğrudan temas kurmak için eşi bulunmayacak bir fırsat olduğu görüşündeydi.
za mnoge učesnike ovo je takođe bila prva prilika za direktan kontakt.

giriş/çıkış kanıt mektubunda fotoğraf bulunmayacak ve üzerindeki dil sadece usulen olacak.
na potvrdi o ulasku i izlasku neće se nalaziti fotografija, a jezik na njoj biće samo proceduralne prirode.

göstericilerin porto carras tatil köyüne ulaşımları engellenirken, selanik içinde yasak bölge bulunmayacak.
dok će kompleks porto karas biti blokiran za demonstrante, u solunu neće biti nikakvih ograničenja.

ancak uzmanlar, görevden alınanların organize suçla mücadeleye önemli bir katkıları bulunmayacak küçük oyuncular olduklarını söylüyorlar.
međutim, analitičari kažu da su smenjeni ljudi tek sitni igrači koji nisu mogli da daju neki značajniji doprinos borbi protiv organizovanog kriminala.

harun kendisi, ailesi ve bütün İsrail topluluğunun günahlarını bağışlatmak için en kutsal yere girdiğinde, dışarı çıkıncaya kadar buluşma Çadırında hiç kimse bulunmayacak.
a niko da ne bude u šatoru od sastanka kad on udje da èini oèišæenje u svetinji, dokle ne izadje i svrši oèišæenje za se i za dom svoj i za sav zbor izrailjski.

haberlerde, kosova'nın başlangıçta bm'de bir sandalyesi, bir dışişleri bakanlığı veya bir ordusu bulunmayacak bir devlet olacağı belirtiliyor.
kosovo bi u početku bilo država bez stolice u un, ministarstva inostranih poslova ili vojske, navodi se u izveštajima.

yakın tarihli bu yasa kapsamında ise, aileler artık çocuklarına kürtçe isim verebilecekler, yalnız bir şartla: İsimlerde x, w ve q harfleri bulunmayacak.
prema nedavno usvojenom zakonu, roditelji sada mogu da daju kurdska imena svojoj deci, ali ona ne mogu uključivati slova x, w i q.

saraybosna genç gavrilo princip'in avusturya-macaristan İmparatorluğu veliahtını öldürdüğü yeri yeniden belirginleştiriyor, fakat bu kez söz konusu yerde herhangi bir yorum bulunmayacak.
sarajevo ponovo obeležava mesto gde je tinejdžer gavrilo princip ubio austrougarskog prestolonaslednika, ali bez da nudi bilo kakvo tumačenje tog događaja.

elim uydurma görüm gören, yalan yere falcılık eden peygamberlere karşı olacak. onlar halkımın topluluğunda bulunmayacak, İsrail halkının kütüğüne yazılmayacak, İsrail ülkesine girmeyecekler. o zaman benim egemen rab olduğumu anlayacaksınız.
i ruka æe moja biti protiv proroka koji vide taštinu i gataju laž; neæe ih biti u zboru naroda mog, i u prepisu doma izrailjevog neæe biti zapisani, niti æe doæi u zemlju izrailjevu; i poznaæete da sam ja gospod gospod.

10 aralık'a kadar bir çözüm bulunup bulunmayacağı sorulan ab temsilcisi ischinger, "neden sabırsızlanıyorsunuz?
upitan da li bi neko rešenje moglo da bude pronađeno do 10. decembra, predstavnik eu išinger je odgovorio: “zašto ste nestrpljivi?