Usted buscó: uyandığında (Turco - Inglés)

Traducción automática

Aprendiendo a traducir con los ejemplos de traducciones humanas.

Turkish

English

Información

Turkish

uyandığında

English

 

De: Traducción automática
Sugiera una traducción mejor
Calidad:

Contribuciones humanas

De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.

Añadir una traducción

Turco

Inglés

Información

Turco

o uyandığında, aile oradaydı.

Inglés

when she awoke, the family was there.

Última actualización: 2014-02-01
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Turco

tom uyandığında mary duş alıyordu.

Inglés

when tom woke up, mary was taking a shower.

Última actualización: 2014-02-01
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Turco

uyandığında çünkü hiç dönüşü yok

Inglés

Última actualización: 2021-06-22
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

tom uyandığında neredeyse öğle olmuştu.

Inglés

it was almost noon by the time tom woke up.

Última actualización: 2014-02-01
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

tom nihayet uyandığında kuşluk vaktiydi.

Inglés

it was midmorning when tom finally woke up.

Última actualización: 2014-02-01
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

tom uyandığında kendini garip bir odada buldu.

Inglés

tom awoke to find himself in a strange room.

Última actualización: 2014-02-01
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

nicole kidman bile sabah uyandığında çekici değildir.

Inglés

even nicole kidman doesn't wake up in the morning glamorous.

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

eken, türkler ekonomik ilerlemenin çevresel bedeline uyandığında çok geç olabileceğinden korkuyor.

Inglés

eken fears that when turks wake up to the environmental cost of economic progress, it could be too late.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

bulgaristan pazartesi günü uyandığında kar ve sofya'da eksi 10 derece, ülkenin diğer kesimlerinde ise eksi 17 dereceye varan soğuk havayla karşılaştı.

Inglés

bulgaria awoke on monday to snow and temperatures of minus 10 degrees celsius in sofia and as low as minus 17 degrees celsius in other parts of the country.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

sabah uyandığında kaygılıydı. bütün mısırlı büyücüleri, bilgeleri çağırttı. onlara gördüğü düşleri anlattı. ama hiçbiri firavunun düşlerini yorumlayamadı.

Inglés

and it came to pass in the morning that his spirit was troubled; and he sent and called for all the magicians of egypt, and all the wise men thereof: and pharaoh told them his dream; but there was none that could interpret them unto pharaoh.

Última actualización: 2012-05-06
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Turco

Şu cümleye bakalım: "gregor samsa, bir sabah, sıkıntılı rüyalar gördüğü uykusundan uyandığında, kendini yatağında ürkütücü dev bir böceğe dönüşmüş buldu."

Inglés

take a look at this sentence: "one morning, as gregor samsa was waking up from anxious dreams, he discovered that in his bed he had been changed into a monstrous verminous bug."

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo
Advertencia: contiene formato HTML invisible

Turco

yılın son aynlarına doğru ben ve arkadaşlarım dışarıda üşüyen ve dışarda kalmış hayvanlar başlarını sokucak şirin kulubeler yapıyorduk. kulubeler bitmiş ve kış kendi göstermeye başladığı vakit kulubeleri yerleştirmek için sokak da belirlediğimiz yerlere kulubeleri koymaya başladık. yaptığımız kulubeler minik ve güzeldi , fakat bir sorun vardı koydumuz kulubeler sokak sakinlerini kızdırmıştı bunun sebebi ise hayvanların bizim mahallemize toplanmasından rahatsız olmuşlardı. tatlı sokak hayvanlarına gitmeleri için çok kötü bir yöntem seçmişlerdi. yılın son aynlarına doğru ben ve arkadaşlarım dışarıda üşüyen ve dışarda kalmış hayvanlar başlarını sokucak şirin kulubeler yapıyorduk. kulubeler bitmiş ve kış kendi göstermeye başladığı vakit kulubeleri yerleştirmek için sokak da belirlediğimiz yerlere kulubeleri koymaya başladık. yaptığımız kulubeler minik ve güzeldi , fakat bir sorun vardı koydumuz kulubeler sokak sakinlerini kızdırmıştı bunun sebebi ise hayvanların bizim mahallemize toplanmasından rahatsız olmuşlardı. tatlı sokak hayvanlarına gitmeleri için çok kötü bir yöntem seçmişlerdi. sabah uyandığımızda kalak iki üç adet kulubeyide koymak için buluşmuştuk fakat yolda kötü bir manzarayla karşılaşmıştık yolda bulduğumuz iki tatlı mı tatlı yavru kedi bir sokak sakini tarafından çok kötü darp edilmişdi. onları hemen hızlıca veterinere yetiştirsekde iki kardeşden sadece biri hayata tutuna bilmişti biz çok üzgündük fakat elimizden bir şey gelmemişti. diğer zavallı şirin kediyede aynısı olmasın diye sahiplenip evde bakmaya karar verdik. bugünden sonra ailem pek mutlu olmasada hayatımın en iyi arkadaşını evimde bakmaya başladım .

Inglés

towards the end of the year, my friends and i were building cute huts, where the animals that were cold outside and stayed outside would stick their heads. when the huts were finished and the winter started to show itself, we started to put the huts in the places we determined on the street to place the huts. the huts we built were tiny and beautiful, but there was a problem, the huts we put annoyed the street residents, because the animals gathered in our neighborhood.

Última actualización: 2020-12-18
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Obtenga una traducción de calidad con
7,725,822,845 contribuciones humanas

Usuarios que están solicitando ayuda en este momento:



Utilizamos cookies para mejorar nuestros servicios. Al continuar navegando está aceptando su uso. Más información. De acuerdo