Hai cercato la traduzione di donnerai da Francese a Turco

je te le donnerai.
onu sana vereceğim.

je te donnerai un grand cahier.
sana bir defter vereceğim.

fixe-moi ton salaire, et je te le donnerai.
alacağın neyse söyle, ödeyeyim.››

tu mettras dans l`arche le témoignage, que je te donnerai.
antlaşmanın taş levhalarını sana vereceğim. onları sandığın içine koy.

je ne donnerai ni sommeil à mes yeux, ni assoupissement à mes paupières.
göz kapaklarım kapanmayacak,

je leur donnerai des jeunes gens pour chefs, et des enfants domineront sur eux.
küçük çocuklar onlara egemen olacak.

car tout le pays que tu vois, je le donnerai à toi et à ta postérité pour toujours.
‹‹gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim.

venez à moi, vous tous qui êtes fatigués et chargés, et je vous donnerai du repos.
‹‹ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! bana gelin, ben size rahat veririm.

car je vous donnerai une bouche et une sagesse à laquelle tous vos adversaires ne pourront résister ou contredire.
Çünkü ben size öyle bir konuşma yeteneği, öyle bir bilgelik vereceğim ki, size karşı çıkanların hiçbiri buna karşı direnemeyecek, bir şey diyemeyecek.

et lui dit: je te donnerai toutes ces choses, si tu te prosternes et m`adores.
‹‹yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim›› dedi.

demande-moi et je te donnerai les nations pour héritage, les extrémités de la terre pour possession;
mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim.

a celui qui vaincra, et qui gardera jusqu`à la fin mes oeuvres, je donnerai autorité sur les nations.
ben babamdan nasıl yetki aldımsa, galip gelene, yaptığım işleri sonuna dek sürdürene ulusların üzerinde yetki vereceğim. demir çomakla güdecek onları, Çömlek gibi kırıp parçalayacaktır.

je te donnerai le pays que j`ai donné à abraham et à isaac, et je donnerai ce pays à ta postérité après toi.
İbrahime, İshaka verdiğim toprakları sana verecek, senden sonra da soyuna bağışlayacağım.››

il ajouta avec serment: ce que tu me demanderas, je te le donnerai, fût-ce la moitié de mon royaume.
ant içerek, ‹‹benden ne dilersen, krallığımın yarısı da olsa, veririm›› dedi.

je donnerai dans ma maison et dans mes murs une place et un nom préférables à des fils et à des filles; je leur donnerai un nom éternel, qui ne périra pas.
yok edilemez, ebedi bir ad olacak bu.

exigez de moi une forte dot et beaucoup de présents, et je donnerai ce que vous me direz; mais accordez-moi pour femme la jeune fille.
‹‹ne kadar başlık ve armağan isterseniz isteyin, dilediğiniz her şeyi vereceğim. yeter ki, kızı bana eş olarak verin.››

cette pierre, que j`ai dressée pour monument, sera la maison de dieu; et je te donnerai la dîme de tout ce que tu me donneras.
anıt olarak diktiğim bu taş tanrı'nın evi olacak. bana vereceğin her şeyin ondalığını sana vereceğim.››

maintenant, fais une convention avec mon maître, le roi d`assyrie, et je te donnerai deux mille chevaux, si tu peux fournir des cavaliers pour les monter.
‹‹haydi, efendim asur kralıyla bahse giriş. binicileri sağlayabilirsen sana iki bin at veririm.

or, celui des deux qui avait été délivré et qui, après quelque temps se rappela, dit: «je vous en donnerai l'interprétation.
o iki arkadaştan kurtulanı, aradan geçen bunca zamandan sonra, işte ancak o sırada, yusuf'u hatırlayıp dedi ki “rüyanın tabirini size ben bildireceğim.

et lui dit: je te donnerai toute cette puissance, et la gloire de ces royaumes; car elle m`a été donnée, et je la donne à qui je veux.
ona, ‹‹bütün bunların yönetimini ve zenginliğini sana vereceğim›› dedi. ‹‹bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm.