Results for horoz translation from Turkish to English

horoz
rooster

horoz dövüşü
cockfight

genç Çocuk horoz
young boy naked

sw: ve bir horoz?
sw: and the rooster?

her horoz kendi çöplüğünde öter.
every cock crows on his own dunghill.

horoz döğüşü birçok ülkede yasal değildir.
cockfighting is illegal in many countries.

petrus yine inkâr etti ve tam o anda horoz öttü.
peter then denied again: and immediately the cock crew.

mesela fransa’da horoz derler atıyorum, hani brezilya için …
for example, they say rooster in france, for example for brazil...

dün ben denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
yesterday i went to denizli and i saw a rooster near the coop.

petrus kendine lanet okuyup ant içerek, ‹‹o adamı tanımıyorum!›› dedi. tam o anda horoz öttü.
then began he to curse and to swear, saying, i know not the man. and immediately the cock crew.

İsa, ‹‹sana şunu söyleyeyim, petrus, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç kez inkâr edeceksin›› dedi.
and he said, i tell thee, peter, the cock shall not crow this day, before that thou shalt thrice deny that thou knowest me.

yasadışı bir örgüt adına çeşitli terör saldırılarında yer almakla suçlanan muharrem horoz, cezaevi koşullarını protesto etmek üzere açlık grevi yapması sonrasında hayatını kaybetmişti.
muharrem horoz, who faced charges of committing various terrorist acts on behalf of an illegal organisation, died after staging a hunger strike to protest prison conditions.

horoz'un annesi, yargı makamlarının tutuklunun serbest bırakılmasını tavsiye eden doktorların aksine mahkumu serbest bırakmayı reddederek onun yaşama hakkını ihlal ettiklerini idia etmişti.
horoz's mother claimed judicial authorities violated his right to life in refusing to free him, contrary to the opinion of doctors who recommended his release.

siz de uyanık kalın. Çünkü ev sahibi ne zaman gelecek, akşam mı, gece yarısı mı, horoz öttüğünde mi, sabaha doğru mu, bilemezsiniz.
watch ye therefore: for ye know not when the master of the house cometh, at even, or at midnight, or at the cockcrowing, or in the morning:

insanların arka bahçelerinde horoz, tavuk ve ördekler büyüttüğünü görüyoruz. hesabını yapanlar bunun işe yaramayacağını söylüyor, ama prensip olarak kabul edilen fikir kendi kendine yeterli olmak ve kendi başının çaresine bakma fikri.
we see that with the phenomenon of raising backyard hens and chickens and ducks. and when you work out the math, they say it doesn't work, but the principle is there that it's about being sustainable and taking care of yourself.

petrus ise bunu inkâr ederek, ‹‹senin neden söz ettiğini bilmiyorum, anlamıyorum›› dedi ve dışarıya, dış kapının önüne çıktı. bu arada horoz öttü.
but he denied, saying, i know not, neither understand i what thou sayest. and he went out into the porch; and the cock crew.

tarım bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İngiltere'de yapılan laboratuvar testlerinde bu ayın başlarında bosna- hersek sınırı yakınlarındaki bajina basta bölgesinde bulunan bir horoz ve yabani kuğuda ölümcül virüs türüne rastlandı.
according to the agriculture ministry, lab tests conducted in britain detected the deadly virus strain in a rooster and a wild swan, found in the bajina basta area near the border with bosnia and herzegovina earlier this month.

genel Özellikleri:uzungöl Özel Çevre koruma bölgesi, yaban hayatı bakımından dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, kafkas dağ horozu gibi çeşitli hayvan türleri barınmaktadır.
general features :uzungöl special environmental protection area contains various kinds of animals such as bear, wolf, wild goat, fox, caucasus woodgrouse in terms mountain wildlife.