Results for all you have to do is to sweep th... translation from English to Turkish

all you have to do is sweep the floor.
yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.

all you have to do is to tell the truth.
tüm yapmanız gereken doğruyu söylemektir.

all you have to do is ask him to pay the debt.
yapmanız gereken tek şey onun borcu ödemesini istemektir.

all you have to do is to do your best.
tüm yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.

all you have to do is press the button.
tüm yapmanız gereken düğmeye basmaktır.

all you have to do is sit here.
yapman gereken bütün şey burada oturmaktır.

all you have to do is to take care of yourself.
yapmanız gereken tek şey kendinize bakmaktır.

all you have to do is believe me.
yapmanız gereken bütün şey bana inanmaktır.

all that you have to do is to follow his advice.
yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.

all you have to do is fill in this form.
tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.

all you can do is to wait.
tüm yapabileceğin beklemektir.

all i have to do is merge the spaces.
tek yapmam gereken boşlukları denk getirmek.

if you need my help, all you have to do is ask.
yardımıma ihtiyacınız olursa, tek yapmanız gereken istemektir.

all that you have to do to get a good seat is to leave early.
İyi bir koltuk almak için yapmanız gereken tek şey, erken çıkmaktır.

all you have to do is successfully complete the first four superbetter quests.
yapmanız gereken tek şey superbetter'ın ilk dört görevini başarıyla tamamlamak.

all i have to do is humbly follow.
bütün yapmam gereken, tevekkül içinde takip etmek.

all you have to do to take a picture is push this button.
bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.

tom told mary that sometimes all you have to do is ask for forgiveness.
tom mary'ye bazen yapmak zorunda olduğumuz bütün şeyin af dilemek olduğunu söyledi.

all i have to do is sit, and they do everything.
tek yapmam gereken şey oturmak ve onlar herşeyi yapıyorlar.

all we have to do is to get our egos out of the way, get our egotism out of the way.
tek yapmamız gereken kibrimizi yolumuzdan defetmektir, bencilliğimizi bir kenara itmektir.