Results for consummate translation from English to Turkish

consummate
bütün

wisdom consummate.
(ki her biri) doruğunda-olgunlaşmış hikmettir.

narratives that are full of consummate wisdom.
(ki her biri) doruğunda-olgunlaşmış hikmettir.

wisdom consummate. but warnings avail not.
bu haberlerin her birinde üstün hikmet vardır; ama uyarmalar fayda vermiyor.

say: "to god belongs the consummate argument.
"Üstün delil allah'ın delilidir.

consummate wisdom-- but warnings do not avail;
(ki her biri) doruğunda-olgunlaşmış hikmettir. fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor.

he created the heavens and the earth with consummate wisdom.
(allah) gökleri ve yeri hak ile yarattı.

containing consummate wisdom; yet warnings were of no avail.
(ki her biri) doruğunda-olgunlaşmış hikmettir. fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor.

allah created the heavens and the earth with consummate wisdom.
allah gökleri de yeri de hak olarak yaratmıştır.

and do not consummate the marriage until the term prescribed is fulfilled.
ancak meşrû sözler dışında, onlarla gizlice buluşma hususunda sözleşmeyin! bekleme süresi sona ermeden nikâh akdine girişmeyin!

narratives that are full of consummate wisdom. but warnings do not avail them.
bu haberlerin her birinde üstün hikmet vardır; ama uyarmalar fayda vermiyor.

and do not consummate the marriage until (the term) prescribed is run.
allah'ın içinizde saklı olan her şeye hakkıyla vakıf olduğunu bilerek o’nun emrine aykırı davranmaktan sakının!

we did not create them except with consummate wisdom; but most of them do not know.
biz onları yalnızca hak ile yarattık. ancak onların çoğu bilmezler.

romeo secretly spends the night in juliet's chamber, where they consummate their marriage.
romeo secretly spends the night in juliet's chamber, where they consummate their marriage.

he is the consummate executive and personal assistant of springfield nuclear power plant's owner mr. burns.
springfield nükleer santrali'nin sahibi montgomery burns'te yönetici ve özal asistan olarak çalışmaktadır.