Results for fashionable translation from English to Turkish

fashionable
şık

tom is fashionable.
tom sosyetiktir.

she's fashionable.
o modaya uygun.

the classic and fashionable game
klasik ve moda oyun

next year, hats will become fashionable.
Önümüzdeki yıl şapkalar modaya uygun olacak.

help her pick the most fashionable clothes of all.
bu genç şarkıcı sahnede güzel görünmeli.ona en iyi sahne kıyafetini seçmesi için yardımcı olabilirmisin?

i tell you, there is no rest for the fashionable.
modacılara hiçbir zaman huzur yok.

choose a fashionable dress and accessories to give her a new look.
neeraj bir doğum günü partisine davet edilir ve büyük böylece tüm arkadaşları biraz nasıl o serin ve kıskanıyorsun bakmak istiyor.

and i really want to thank veronica jauriqui for making this very fashionable presentation.
veronica jauriqui'ye bu çok şık sunumu hazırladığı için teşekkür etmek istiyorum.

discover the collection products selected from the most fashionable colours of the first-class materials
birinci sınıf malzemelerin en moda renklerinden seçilen koleksiyon ürünlerini keşfedin

it's very fashionable to talk about human trafficking, in this fantastic a-c hall.
bu harika a-c salonunda İnsan ticareti hakkında konuşmak çok şık bir hareket.

the film mostly takes place in saint-tropez, a fashionable resort on the french riviera.
filmin geneli fransız rivierasında yer alan saint-tropez kasabasında geçmektedir.

a stone becomes fashionable; however, we try to offer it to the market for at least 2 years.
bir taş moda oluyor ama biz bunu sahaya sunmak için en az 2 yıl uğraşıyoruz.

but what of those big predators, those fashionable species, that green list tuna that i was talking about earlier?
peki büyük yırtıcılar ne olacak? popüler ürünler, daha evvel bahsettiğim yeşil listedeki tuna ne olacak?

he developed a colorful, decorative style that became fashionable for designs of ceramics and textiles, as well as decorative schemes for public buildings.
kamu binaları için dekoratif çalışmalar olduğu kadar seramik ve tekstil ürünleri için renkli, dekoratif bir stil geliştirdi.

the more fashionable of them were generally regarded as being in the west end at that time, but the extension of the term to these areas west of park lane is less common nowadays.
bunlardan daha şık olmakla birlikte o günlerde batı ucunda olduğu kabul edilen, bu alanların bir uzantısı durumunda kalan park lane bugünlerde daha çok batı ucunda değil merkezi londra' da olarak kabul edilir.

as patrick clawson states, "ethnic nationalism is largely a nineteenth century phenomenon, even if it is fashionable to retroactively extend it.
patrick clawson’a göre, "etnik milliyetçilik geriye dönük genişleme moda olsa dahi 19. yüzyılın büyük fenomeni olmuştur.

janetta was the music governess—a brown little thing of no particular importance, and margaret adair was a beauty and an heiress, and the only daughter of people who thought themselves very distinguished indeed; so that the two had not, you might think, very much in common, and were not likely to be attracted one to the other. yet, in spite of differing circumstances, they were close friends and allies; and had been such ever since they were together at the same fashionable school where
janetta müzik mürebbiyesiydi - özel bir önemi olmayan kahverengi küçük bir şeydi ve margaret adair bir güzellik ve bir mirasçıydı ve kendilerini gerçekten çok seçkin düşünen insanların tek kızıydı; böylece, ikisinin çok fazla ortak noktası olmadığını ve birbirlerinden etkilenmeyeceklerini düşünebilirsiniz. yine de, farklı koşullara rağmen, yakın arkadaşlar ve müttefiklerdi; ve aynı modaya uygun okulda birlikte olduklarından beri öyleydi.