Results for now let me entertain you with music translation from English to Turkish

now let me entertain you with music.
Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.

let me help you with your work.
İşine yardım edeyim.

let me help you with the dishes.
sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.

now, let me give you an example.
bir örnek vereyim.

now let me take you back to parol.
simdi sizi tekrar parol'a götüreyim.

now let me stop here.
Şimdi burada durmama izin verin.

now, let me recap.
Şimdi, özet geçeyim.

let me leave you with a final thought.
sizlere veda ederken şunu ifade etmek istiyorum.

so let me just leave you with three things.
o zaman sizi üç şey ile bırakayım.

-now let me tell the truth.
-ben sana şimdi işin doğrusunu söyleyeyim.

now, let me give you an example of how it works.
nasıl işe yaradığını bir örnekle anlatayım.

let me help you with some things that you might be thinking.
düşünüyor olabileceğiniz bazı şeyleri anlatayım.

now let me show you a little bit about how this machine works.
Şimdi bu makinenin nasıl çalıştığını göstereyim size biraz.

but now, let me take you back to africa, two million years ago.
fakat şimdi sizi afrika da iki milyon yıl öncesine götürmek istiyorum.

all right now let me show you just a little bit about advanced devices.
peki size şimdi biraz daha gelişmis cihazlardan bahsedeyim.

now, let me talk about the first one first.
peki, öncelikle ilki hakkında konuşalım.

so now let me talk about the next things that we are doing.
Şimdi size yapacağımız sonraki işler hakkında bilgi vereyim.

now, let me now bring you to a wider picture, a wider picture of child mortality.
Şimdi size daha geniş bir resim çizmeme izin verin, çocuk ölüm oranlarına ait daha geniş bir bakış.

now, let me tell you a different story. around june 2002, the world of supercomputers had a bombshell.
Şimdi, size farklı bir hikaye anlatmama izin verin. 2002 haziranı civarında süperbilgisayar dünyasına bir bomba düştü.

for now, let me try to convince you of the plausibility of this hypothesis, that it's actually worth taking seriously.
Şimdilik izin verin sizi bu hipotezin akla yatkın olduğuna ikna etmeye çalışayım, gerçekten peşinden gitmeye değer bir hipotez olduğuna.