Results for pursuit of happiness translation from English to Turkish

i call it seeking joy -- this pursuit of happiness.
ben bunu haz arayışı olarak adlandırıyorum, bu mutluluk arayışı.

"pursuit of truth".
"pursuit of truth".

we're adding life, liberty and the pursuit of happiness.
yaşamı, özgürlüğü ve mutluluğun peşinde olmayı ekliyoruz.

my first point is that the pursuit of happiness is obligatory.
İlk ana fikrim mutluluğu aramanin bir zorunluluk olduğudur.

they went in search of happiness.
onlar mutluluğu aramaya gittiler.

that's the synthesis of happiness.
bu mutluluk sentezlenmesi.

he was in pursuit of the result.
o sonucu elde etmeye çalışıyordu.

relent not in pursuit of the enemy.
(düşmanınız olan) topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin.

at sunrise they set off in pursuit of them
(fir'avn ve adamları), güneş doğarken onların ardına düştüler.

do not neglect the pursuit of the enemy.
(düşmanınız olan) topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin.

how patient they are in pursuit of the fire!
ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!

even joy -- that can be the spring of happiness.
mutluluğun kaynağı olabilen sevinç bile böyledir.

do not relent in the pursuit of the enemy.
(düşmanınız olan) topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin.

nancy etcoff on the surprising science of happiness
nancy etcoff: mutluluğun şaşırtıcı kimyası üzerine

this evening, from the eye of happiness to the fiskirircasi
mutluluk gozumuzden fiskirircasina bu aksam

and so how about that average baseline of happiness?
ama ortalama mutluluk ne olacak?

in other words, we create a habitat of happiness."
diğer bir deyişle, mutluluk için zemin hazırlıyoruz

which leaves the question, what are the big causes of happiness?
geriye, mutluluğa yol açan büyük etkenler nedir sorusu kalıyor.

sentence number 888,888 will bring its owner years of happiness.
888.888 numaralı cümle, sahibine mutlu yıllar getirecek.

and the third principle of happiness, which i've realized recently.
ve mutluluğun üçüncü prensibi, ben de bunu yakın zamanda fark ettim.