Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
puis elle se montra ingrate aux bienfaits d'allah.
ne var ki onlar allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
et en disant cela, il leur montra ses mains et ses pieds.
bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
le diable le transporta encore sur une montagne très élevée, lui montra tous les royaumes du monde et leur gloire,
İblis bu kez İsayı çok yüksek bir dağa çıkardı. ona bütün görkemiyle dünya ülkelerini göstererek,
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
et quand il eut dit cela, il leur montra ses mains et son côté. les disciples furent dans la joie en voyant le seigneur.
bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve böğrünü gösterdi. Öğrenciler rabbi görünce sevindiler.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
après cela, jésus se montra encore aux disciples, sur les bords de la mer de tibériade. et voici de quelle manière il se montra.
bundan sonra İsa taberiye gölünün kenarında öğrencilerine yine göründü. bu da şöyle oldu: simun petrus, ‹‹İkiz›› diye anılan tomas, celilenin kana köyünden natanel, zebedinin oğulları ve İsanın öğrencilerinden iki kişi daha birlikte bulunuyorlardı.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
doué de sagacité; c'est alors qu'il se montra sous sa forme réelle [angélique],
(ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
et il me montra un fleuve d`eau de la vie, limpide comme du cristal, qui sortait du trône de dieu et de l`agneau.
melek bana tanrının ve kuzunun tahtından çıkan billur gibi berrak yaşam suyu ırmağını gösterdi.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
il leur montra par où ils pourraient entrer dans la ville. et ils frappèrent la ville du tranchant de l`épée; mais ils laissèrent aller cet homme et toute sa famille.
kentin girişini gösteren adamla ailesini serbest bıraktılar, kent halkını ise kılıçtan geçirdiler.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
et il me transporta en esprit sur une grande et haute montagne. et il me montra la ville sainte, jérusalem, qui descendait du ciel d`auprès de dieu, ayant la gloire de dieu.
sonra melek beni ruhun yönetiminde büyük, yüksek bir dağa götürdü. oradan bana gökten, tanrının yanından inen ve onun görkemiyle ışıldayan kutsal kenti, yeruşalimi gösterdi. kentin ışıltısı çok değerli bir taşın, billur gibi parıldayan yeşim taşının ışıltısına benziyordu.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
alors nous les désavouerions comme ils nous ont désavoués!» - ainsi allah leur montra leurs actions; source de remords pour eux; mais ils ne pourront pas sortir du feu.
böylece allah onlara, hasretini çekecekleri işlerini gösterir. onlar cehennemden çıkmayacaklardır.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality: