From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
ertesi gün filistliler, öldürülenleri soymak için geldiklerinde, saulla üç oğlunun gilboa dağında öldüğünü gördüler.
a když bylo nazejtří, přišli filistinští, aby zloupili pobité; i nalezli saule a tři syny jeho ležící na hoře gelboe.
(kadınlar, meyvelerini soymakla meşgul iken yusuf'a:) "onların huzuruna çık," dedi. kadınlar onu görünce, öyle etkilendiler ki ellerini kestiler ve: "allah korusun, bu bir insan değil; bu ancak asil bir melektir," dediler.
a když jej spatřily, nadchly se jím tak, že až ruce své si pořezaly a vykřikly: "chraň nás bůh; to smrtelník věru nemůže být ani, to anděl jest vznešený!"