Results for ama sen cok tatlisin: ) translation from Turkish to English

supersin cok tatlisin
you are so good

sen cok guzelsin
your so beutiful

sen cok hossun guzelim
you're beautiful, you're very nice

ama sen orada değilsin.
but you're not there.

ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!
(muhammad), you cannot make people in the graves to listen.

biz gideceğiz ama sen gelmeyeceksin.
we will go, but without you.

(ama) sen onları yüzlerinden tanırsın.
but they can be known from their appearance.

ama sen sadece bu kadar yaptın.
you actually just did that.

ama sen şaşırdın, onlarsa alay ediyorlar.
(muhammad), you will be surprised that they still mock (god's revelations).

ama sen türk müsün derdimde cevap verdin
how did you answer?

ama sen onların üzerinde bir vekil değilsin.
it is not for you to be their guardian.

ama sen bize tam ölçü ver, bize yardımda bulun.
so give us corn in full measure, and give it to us in charity.

ama sen kötülerin önünde düşen biri gibi düştün!››
thy hands were not bound, nor thy feet put into fetters: as a man falleth before wicked men, so fellest thou. and all the people wept again over him.

Çünkü sana ayetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun.
our revelations came unto thee but thou didst forget them.

ama sen buraya tekrar gelen ve yaptıklarını anlatan ilk kişisin.
but you're the first one who's ever come back and told us what you did.

(ama) sen onları yüzlerinden tanırsın. yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler.
an ignorant person would suppose them to be well off because of their self-respect; you can know their real condition from their faces, for they are not the ones who would beg of people with importunity.

ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
as for he who is sufficed

allah dilediğine/dileyene işittirir. ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!
allah can make any that he wills to hear; but thou canst not make those to hear who are (buried) in graves.

İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (ama) sen onları yüzlerinden tanırsın.
the (unknowing taketh them for the affluent because of their modesty thou i wouldst recognise them by their appearance: they ask not of men with importunity.