Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
bir ortaklık kurmayı kararlaştırdılar.
they agreed to form a joint partnership.
Last Update: 2014-02-01
Usage Frequency: 1
Quality:
tom ve mary gece yarısından önce partiyi terk etmeyi kararlaştırdılar.
tom and mary agreed to leave the party before midnight.
Last Update: 2014-02-01
Usage Frequency: 1
Quality:
yusuf'u oturup bir kuyunun derinliklerine bırakmayı kararlaştırdılar.
and so, when they went away with him, they decided to cast him into the dark depths of a well.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar?
do they assume that they have made their work thorough?
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
yoksa (hakka engel olma hususunda) bir iş mi kararlaştırdılar?
do they assume that they have made their work thorough?
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
yapımcılar onun enerjisini beğendiler ve ana lucia karakterinin sezon sonunda öldürülmesini kararlaştırdılar.
the producers liked her energy, so agreed, with the plan to kill ana lucia at the end of the season.
Last Update: 2016-03-03
Usage Frequency: 1
Quality:
komisyon üyeleri, kurucu meclis üyelerinin her iki cumhuriyetten oluşturulacak komisyonlarca belirlenmesini kararlaştırdılar.
commission members agreed to elect the members of the constituent assembly by commissions from each of the two republics.
Last Update: 2012-04-07
Usage Frequency: 1
Quality:
daha sonra ingram karakterini değiştirerek mckay'in dizi için bir ana karakter olmasını kararlaştırdılar.
it was decided that mckay would replace ingram as a main character for the series.
Last Update: 2016-03-03
Usage Frequency: 1
Quality:
yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar? biz de onları cezalandırmak için kararlıyız.
have they determined an affair? then verily we are also determining.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
yargıç sreto crnjak'a göre, icty ile saraybosna kanton mahkemesi şüphelilerin yerel olarak yargılanmasını kararlaştırdılar.
the icty has agreed that the suspects should be tried locally, according to judge sreto crnjak, with the sarajevo cantonal court.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 2
Quality:
bakanlar her yıl bir güvenlik gözden geçirme toplantısı yapılmasını kararlaştırdılar ve bulgaristan'ın 2004 yılında agİt dönem başkanı olma isteğini onayladılar.
the ministers decided to hold an annual security review conference, starting in 2003. they also approved bulgaria's bid for the osce chairmanship in 2004.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
İki bakan ayrıca, ülkeleri arasında karşılıklı olarak uzmanlar, komutanlar, ve genelkurmay başkanları düzeyinde düzenli toplantılar yapılmasını da kararlaştırdılar.
they also discussed a plan to hold regular meetings between experts, armed forces commanders, and the chiefs of staff of the two countries.
Last Update: 2012-04-07
Usage Frequency: 1
Quality:
ab üyesi ülkeler, beklendiği gibi, iki ülkeye ayrı ayrı yol haritaları verdiler ve bu ülkelere yapılmakta olan üyelik- destek yardımını artırmayı kararlaştırdılar.
as expected, members endorsed individual roadmaps for each of the two countries and increased pre-accession financing.
Last Update: 2012-04-07
Usage Frequency: 1
Quality:
yusuf'u oturup bir kuyunun derinliklerine bırakmayı kararlaştırdılar. biz ona, kardeşlerinin bu işlerini kendileri farkına varmadan haber vereceksin, diye vahyettik.
so they did take him away, and they all agreed to throw him down to the bottom of the well: and we put into his heart (this message): 'of a surety thou shalt (one day) tell them the truth of this their affair while they know (thee) not'
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
romanya cumhurbaşkanı traian basescu ile libya lideri muammer kaddafi, 15 kasım Çarşamba günü trablusgarp'ta yaptıkları görüşmede başta ekonomik işbirliği olmak üzere ikili ilişkileri sürdürmeyi kararlaştırdılar.
romanian president traian basescu and libyan leader moammar gadhafi agreed on wednesday (november 15th) in tripoli to resume bilateral relations, especially economic co-operation.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
yoksa (hakka engel olma hususunda) bir iş mi kararlaştırdılar? biz de (onları cezalandırmağa ve hakkı yerleştirmeğe) kararlıyız.
have they determined an affair? then verily we are also determining.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
"yalnız karısı hariç; onun geride kalanlardan olmasını kararlaştırdık," dediler.
"except his wife, of whom we have decreed that she shall be of those who remain behind (i.e. she will be destroyed)."
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting