Results for yapıyor translation from Turkish to French

o şimdi ne yapıyor?
que fait-il maintenant ?

- süreç bazı işler yapıyor.
- & #160; le processus effectue une tâche.

telefon durumu: arama yapıyor.
État du téléphone & #160;: appelle.

gönderen bu karşı teklifi yapıyor
l'expéditeur a fait cette contre-proposition

babam parkta bir yürüyüş yapıyor.
mon père fait une promenade dans le parc.

Şaşırmamanız için allah size açıklama yapıyor.
allah vous donne des explications pour que vous ne vous égariez pas.

mada masr, tepkilerin sayımını burada yapıyor .
mada masr en fait le décompte ici .

bu, ilginç bir şekilde bağımlılık yapıyor!
c'est étrangement addictif !

Öyleyse bunu artık ben değil, içimde yaşayan günah yapıyor.
et maintenant ce n`est plus moi qui le fais, mais c`est le péché qui habite en moi.

allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. ne var ki, allah dilediğini yapıyor.
si allah avait voulu, ils ne se seraient pas entretués; mais allah fait ce qu'il veut.

başka bir istemci kimlik doğrulaması yapıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyin.
un autre client est déjà en cours d'authentification, veuillez réessayer ultérieurement.

tümünüzün dönüşü allah'adır. o size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir.
c'est vers allah que vous retournerez tous; alors il vous informera de ce que vous faisiez.

veri sağlayıcılar ile ilişkiler: uuim veri sağlayıcıları ile düzenli olarak toplantılar yapıyor mu?
relations avec les fournisseurs de données: l’ond se réunit-il régulièrement avec ses fournisseurs de données?

‹‹bugün burada yaptığımızı yapmayın; herkes kendi gözünde doğru olanı yapıyor.
vous n`agirez donc pas comme nous le faisons maintenant ici, où chacun fait ce qui lui semble bon,

"İslami cephe" mensubu zehran alloush kıyı boyunca etnik temizlik çağrısı yapıyor.
zehran alloush du maudit "front islamique" appelle au nettoyage ethnique de la côte.

bunu gören ferisiler İsaya, ‹‹bak, öğrencilerin Şabat günü yasak olanı yapıyor›› dediler.
les pharisiens, voyant cela, lui dirent: voici, tes disciples font ce qu`il n`est pas permis de faire pendant le sabbat.

hiç şüphesiz, benim velim kitabı indiren allah'tır ve o salihlerin koruyuculuğunu (veliliğini) yapıyor.
certes mon maître, c'est allah qui a fait descendre le livre (le coran). c'est lui qui se charge (de la protection) des vertueux.

göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için harun'a da elçilik ver."
que ma poitrine ne se serre, et que ma langue ne soit embarrassée: mande donc aaron.

Çekimlerinizi raw formatında yapıyorsanız cihaz size daha çok şey sunuyor.
opter pour le raw permettant d'obtenir une image encore meilleur.