Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
İşte bu, yalan çıkmayacak olan kesin bir vaaddir."
das ist ein urteil, das nicht zu verleugnen ist."
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
ertelenmesine allah'tan izin çıkmayacak gün gelmeden önce, rabbinizin çağrısına uyun.
hört auf euren herrn, bevor ein tag kommt, den niemand gegen allah verwehren kann.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
Çünkü açığa çıkarılmayacak gizli hiçbir şey yok; bilinmeyecek, aydınlığa çıkmayacak saklı hiçbir şey yoktur.
denn nichts ist verborgen, das nicht offenbar werde, auch nichts heimliches, das nicht kund werde und an den tag komme.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
bunun üzerine kuzey kralı kendi ülkesinin kalelerine yönelecek, ama tökezleyip düşecek. bir daha da ortaya çıkmayacak.
also wird er sich wiederum kehren zu den festen seines landes und wird sich stoßen und fallen, daß ihn niemand finden wird.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
bunun üzerine salih dedi ki: "yurdunuzda üç gün daha yaşayın. İşte bu, yalan çıkmayacak olan kesin bir vaaddir."
dann sagte er: "vergnügt euch in euren wohnstätten noch drei tage, dies ist ein versprechen, das nicht erlogen ist.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
(allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır.
und für sie gibt es unter den von ihnen beigesellten keine fürbittenden.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality: