Sie suchten nach: وراءه (Arabisch - Türkisch)

يضيء السبيل وراءه فيحسب اللج اشيب.
İnsan enginin saçları ağarmış sanır.

ونظرت امرأته من وراءه فصارت عمود ملح
ancak lutun peşisıra gelen karısı dönüp geriye bakınca tuz kesildi.

فخرج اليهم لوط الى الباب واغلق الباب وراءه.
lut dışarı çıktı, arkasından kapıyı kapadı.

‎لانه عند موته كله لا يأخذ. لا ينزل وراءه مجده‎.
görkemi onunla mezara gitmez.

فقام موسى وذهب الى داثان وابيرام وذهب وراءه شيوخ اسرائيل.
musa datanla avirama gitti. İsrailin ileri gelenleri onu izledi.

فخرج اهود من الرواق واغلق ابواب العلية وراءه واقفلها.
ehut sofaya çıktı, üst kattaki odanın kapısını ardından çekip kilitledi.

لعله يرجع ويندم فيبقي وراءه بركة تقدمة وسكيبا للرب الهكم
ardında bereket bırakır. o zaman ona tahıl ve şarap sunuları sunarsınız.

ودخل وراءه عزريا الكاهن ومعه ثمانون من كهنة الرب بني البأس.
kâhin azarya ile rabbin yürekli seksen kâhini de ardısıra tapınağa girdiler.

فخرج الملك وجميع بيته وراءه. وترك الملك عشر نساء سراري لحفظ البيت.
böylece kral ardısıra gelen bütün ev halkıyla birlikte yola koyuldu. ancak saraya baksınlar diye on cariyesini orada bıraktı.

فسار جيحزي وراء نعمان ولما رآه نعمان راكضا وراءه نزل عن المركبة للقائه وقال أسلام.
böylece gehazi naamanın peşine düştü. naaman ardından birinin koştuğunu görünce, arabasından inip onu karşıladı ve, ‹‹ne oldu?›› diye sordu.

ما وراء الناس اللسان العربي
رغم الأحزان