Sie suchten nach: abscheulichkeiten (Deutsch - Türkisch)

diejenigen, die schwerwiegende sünden und abscheulichkeiten meiden, außer leichten verfehlungen...
ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar.

es sind diejenigen, die das schwere an verfehlungen und die abscheulichkeiten außer den kleinigkeiten meiden.
ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar.

und diejenigen, die schwerwiegende sünden und abscheulichkeiten meiden und, wenn sie zornig sind, (doch) vergeben,
(bunlar,) büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar,

es sind diejenigen, die das schwere an verfehlungen und die abscheulichkeiten außer den kleinigkeiten meiden. gewiß, dein herr ist von allumfassender vergebung.
göklerde olanlar ve yerde olanlar allah'ındır ki o, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir.

und lut ließen wir weisheit und wissen zuteil werden und erretteten ihn von der ortschaft, (deren einwohner) die abscheulichkeiten zu tun pflegten.
biz lût'a da bir hüküm, bir ilim verdik. onu çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık.

diejenigen, die schwerwiegende sünden und abscheulichkeiten meiden, außer leichten verfehlungen... gewiß, dein herr ist allumfassend in (seiner) vergebung.
göklerde olanlar ve yerde olanlar allah'ındır ki o, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir.

bringt sie nicht heraus aus ihren wohnstätten! und sie gehen nicht weg, außer wenn sie eine bewiesene abscheulichkeit begehen.
apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar.