Sie suchten nach: irregehen (Deutsch - Türkisch)

das sind die, die irregehen.
ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler.

dies ist das weite irregehen.
bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir.

diese sind im eindeutigen irregehen.
böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.

doch die list der kafir ist nur im irregehen.
ama inkarcıların hilesi elbette boşa gider.

ihr gehörtet ja vordem zu denen, die irregehen.
bilirsiniz ki, o’nun yol göstermesinden önce siz yolu şaşırmış kimselerdendiniz.

und sie waren vor ihm zweifelsohne im offenkundigen irregehen.
halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.

und sie waren vorher doch in einem eindeutigen irregehen.
bundan önce onlar apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlardı.

was gibt es denn anstelle der wahrheit außer dem irregehen?!
gerçeğin dışında sadece sapıklık vardır.

gewiß, die schwer verfehlenden sind im irregehen und in hitzeglut,
doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

sprich: wenn ich irregehe, gehe ich irre zu meinem eigenen schaden.
de ki: "eğer ben yanılırsam, yalnız kendi adıma yanılırım.