Sie suchten nach: orientalsk (Dänisch - Türkisch)

ikke orientalsk.
doğulu demedim değil mi?

kato er orientalsk.
- biliyorum.

en orientalsk klokkefrø.
o kırmızı karınlı oryantal bir kara kurbağasıydı.

- hun er orientalsk, ikke?
senin bebeğin. doğulu değil mi?

han er frygtelig.. orientalsk.
lee. adam doğulu.

gammel, orientalsk voodoo?
doğuya özgü eski bir vudu büyüsü mü?

det er et orientalsk tæppe.
asya halısı.

sådan en orientalsk pande?
hani şu uzak doğuluların derin tavaları var ya. - hayır, yok.

jeg har orientalsk sexpudder med."
"ben geldim jack..." "...ve bir sürü doğuya özgü seks tozu getirdim."

- har sheila en orientalsk baby?
sheila'nın çekik gözlü bebeği mi oldu? İç savaş ödevimi bitirmem lazım.

du ligner en orientalsk nisse.
doğulu bir cine benziyorsun.

nu er det ikke alle orientalsk kampsport.
sadece doğulu savaş sanatları yetmez.

forespørgsler gives en høflig, orientalsk afvisning.
her araştırma için doğulu kibar bir ret geliyor.

jeg har altid vaeret interesseret i orientalsk mad.
Öyle mi? asya mutfağına karşı hep bir ilgim olmuştur.

aner du, hvad er pænt stort orientalsk tæppe koster?
oryantal bir halının fiyatının ne olduğuna inanamazsın.

en orientalsk ninjaskid løber rundt og banker mine mænd!
Şehirde gezip adamlarımı döven bir ninja var.

de har sikkert gættet, jeg har en passion for orientalsk mad.
doğu yemeklerini sevdiğimi tahmin etmişsiniz.

den ene var orientalsk af en art, med disse... latterlige gevirer.
bir tanesinde doğuya özgü bir maske vardı üzerinde geyik boynuzları vardı.

en orientalsk parasit byggede sin egen lille pagode i min tyktarm.
doğu'ya özgü bir parazit kapmışım. bağırsağımda kendi sarayını inşa etmişti.

forleden læste vi en artikel skrevet af en orientalsk læge om massage.
soyunma odasında bırakılmış bir tıp dergisinde okudum... ..bu doğulu doktor masaj hakkında bir makale yazmış.