Sie suchten nach: seem not to have it here (Englisch - Türkisch)

i seem to have overdone it.
onu abartmış gibi görünüyorum.

i prefer not to discuss it here.
onu burada tartışmak istemiyorum.

but you seem to have more hair.
ama sanki daha çok saçın var.

i seem to have caught a cold.
ben bir soğuk algınlığına yakalandım gibi görünüyorum.

and i have it here in my purse.
ve şu an yanımda, çantamda.

come, it's here
burda

you can find it here
burada bulabilirsiniz

i brought it here.
onu buraya da getirdim.

i seem to have misplaced my key last night.
dün gece anahtarımı yanlış yere koydum gibi geliyor.

and yet it's here.
ama bakın hepsi oldu.

i put it here somewhere.
burada bir yere koydum.

he seems not to agree.
aynı fikirde değil gibi görünüyor.

the directors hope to have it ready for audiences by june.
yönetmenler filmin haziran ayına kadar gösterime hazır olmasını umut ediyorlar.

everything seems to have gone fine.
herşey yolunda gibi görünür.

bg: describe for me the equipment since you have it here.
burada olduğuna göre malzemenizden bahseder misiniz?

he seems to have been rich before.
daha önce zenginmiş gibi görünüyor.

seems not to be a usable image
bu kalıp kullanılabilir gibi görünmüyor

he seems to have known the truth.
gerçeği öğrenmiş gibi duruyor.

mr. white seems to have many friends.
bay white'ın birçok arkadaşı var gibi gözüküyor.

here we have it running at high-speed mode.
burada yüksek hız modunda çalışıyorduk.