Sie suchten nach: afford (Englisch - Türkisch)

i can afford it.
buna mali gücüm yetebilir.

can we afford it?
buna gücümüz yeter mi?

he cannot afford it.
o, onu göze alamaz.

i can't afford you
kiyamam sana

i can't afford it.
ona gücüm yetmez.

i cannot afford the time.
ben zamanı göze alamam.

can we afford a new car?
yeni bir araba alabilir miyiz?

i can't afford a car.
ben bir araba almayı göze alamam.

he cannot afford to marry.
onun evlenmeye gücü yetmiyor.

how can you afford another suit?
diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?

everyone can't afford a car.
herkes bir araba alamıyor.

he cannot afford to buy a car.
onun bir araba alması için yeterli parası yok.

he can't afford to get married.
o evlenmeyi göze alamaz.

i cannot afford buying a used car.
ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.

"i cannot afford these prices."
"bu fiyatlara gücüm yetmez."

and can we afford not to? thank you.
yapmamayı göze alabilir miyiz? teşekkürler.

and that is something neither country can afford.
ve bu da ne romanya'nın ne de bulgaristan'ın ödeyebileceği bir bedel.

my mum wanted to, couldn’t afford it.
annem istemişti ama parası yetmedi.

i can't afford to buy her a new dress.
ona yeni bir elbise almaya gücüm yetmez.

make these better, because we can afford them."
bunları daha iyi yapsın, çünkü biz bunları alabiliyoruz." dedi.