Sie suchten nach: but i don’t (Englisch - Türkisch)

but i don't mind.
ama önemsemiyorum.

but i don't want to.
fakat ben istemiyorum.

but i can't.
ama yapamam.

but i don't have any money.
fakat hiç param yok.

he likes mathematics, but i don't.
o, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.

but i didn't find any.
fakat hiçbir şey bulmadım.

dana: but i can't help.
dana: fakat ben yardım edemem.

tom can swim, but i can't.
tom yüzebilir fakat ben yüzemem.

but i dont want
böyle olmuyo işte senin bi dil öğrenmen lazım

but i want more.
ama daha fazlasını istiyorum.

you can swim, but i can't swim.
sen yüzebilirsin fakat ben yüzemem.

but i miss you more
ama seni daha çok özlüyorum

but i couldn't do anything else.
halbuki başka birşey yapmasını bilmiyordum.

i'm sorry but i can't come
özür dilerim ama gelemem

"but i took it out.
ama çıkardım.

but i wouldn't change my experience.
ama ben deneyimimi değiştiremem.

but i had this question.
ama bir sorum vardı.

no, but i play tennis.
hayır, fakat tenis oynarım.

dope but i want to sting
domaltip ama sokmak istiyorum

but i -- i'm optimistic.
fakat ben -- ben iyimserim.