Sie suchten nach: deriding (Englisch - Türkisch)

deriding
aşağılama

say, ‘go on deriding.
de ki: "alay edin.

say, ‘were you deriding allah, his signs, and his apostles?
de ki: "allah ile, o'nun ayetleriyle ve elçisiyle mi alay ediyordunuz?"

say, ‘go on deriding. allah will indeed bring out what you are apprehensive of.’
de ki, alay edip durun bakalım, allah o sizin çekindiğiniz şeyi kesinlikle ortaya çıkaracaktır.

apostles were certainly derided before you; but those who ridiculed them were besieged by what they had been deriding.
and olsun ki, senden önce birçok peygamber alaya alınmıştı da, alaya alanları, eğlendikleri şey mahvetmişti.

that is their requital—hell—because of their unfaith and for deriding my signs and apostles.
bu, cezaları olan cehennemdir kafir olduklarından ve delillerimle peygamberlerimi alaya aldıklarından dolayı.

they have already denied [the truth], but soon there will come to them the news of what they have been deriding.
evet, yalanladılar; alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.

among other changes, the draft reportedly proposes that the phrase "insulting turkishness" be replaced by "openly scorning and deriding" the turkish identity. some groups, however, say article 301 should be scrapped altogether, rather than simply toned down.
Önerildiğine göre taslakta, başka değişikliklerin yanı sıra "türklüğe hakaret" tabirinin yerine türk kimliğine yönelik "açık aşağılama ve tezyif" tabirinin konması öneriliyor.